Belli ki CHP gelecek yıllarda –eğer bir seçim olursa- iktidara geleceğini düşünüyor. Belli ki iktidarın kokusunu aldı. 31 Mart 2024 günü seçmen, CHP’ye, “bak, yıllardır oy verdiğim Ak Parti ile vedalaşıyorum, pekala sana da oy verebilirim, yeter ki beğenebileceğim işler yap” diyerek belediyeleri teslim etti.
Amma ve lakin, belediyeleri devralmış olması ve iktidara gelme olasılığı, öyle görünüyor ki CHP’ye pek yaramamış gibi. Henüz genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden bir yıl geçmiş olduğu halde, CHP’de dozu giderek sertleşen bir “iş savaş” havası var. Şimdiden adaylık yarışı başladı bile parti içinde. Şimdiden dere görünmeden paçalar sıvandı, doğmamış çocuğa donlar biçilmeye başlandı.
Efendim, son günlerde CHP kulislerinde neler oluyor diye merak ettim, medya ve sosyal medya mecralarında gezintiler yaptım, geçmiş yıllarda Parti Meclisinde ve MYK’da görev yapmış olan eski dostlarla çok uzun telefon görüşmeleri yaptım, halen mecliste olan birkaç eski dostla ayrıca görüşmeler yaptım ve CHP merkez-i umumisinde neler olup bittiğini anlamaya, dinlemeye çalıştım. En başta şu kadarını söyleyeyim, ben yirmi sene bu partide aktif siyaset yaptım, Kılıçdaroğlu dönemini de çok yakından izledim, böylesine karışık, karmaşık ve kaotik bir dönem hiç görmedim. İzninizle neler gördüğümü kısaca özetlemeye çalışayım.
İlk gördüğüm ve en çok şaşırdığım husus şu oldu; CHP yeni bir genel başkan arıyor! Evet, yanlış duymadınız, CHP, seçileli henüz dokuz ay bile olmamış, beş ay önceki seçimlerde partisini Türkiye’nin birinci partisi yapmış bir adamı yetersiz buluyor ve değiştirmeyi düşünüyor. Hatta bu tablo neredeyse kesinleşmiş, onun yerine kim gelebilir, kim gelemez, bunu tartışıyorlar.
Ve burada dört farklı senaryo öne çıkıyor;
1.Senaryo; Kılıçdaroğlu’nu yeniden genel başkan yapmak ve hemen arkasından da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmek! Açıkçası bu senaryo bana birkaç nedenle zor görünüyor. Çünkü hem Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan olması kamuoyunda büyük şaşkınlığa ve tepkiye yol açabilir, hem de İmamoğlu’na beş yıllık bir siyaset yasağı gelme ihtimali var. Ve bu iki nokta, bu senaryoyu bir hayli zora sokuyor. Ama zor olması imkansız olduğu anlamına da gelmiyor.
2.Senaryo: Bu yılın sonlarında yapılacak bir olağanüstü kurultayda İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı seçilmesi. Bu yolla İmamoğlu, beş yıllık siyaset yapma yasağı tehlikesini savuşturmayı ve kendi cumhurbaşkanlığı adaylığını garanti altına almak istiyor. Ama bu da elbette çok kolay değil, çünkü parti tabanında İmamoğlu’na sıcak bakmayan ciddi bir kitle var. Elbette bu kitleyi kamuoyu ve medya baskısı ile etkileyebilirler, ama ne olursa olsun riskli bir durum. Yine de İmamoğlu açısından tek çıkar yol bu görünüyor.
3.Senaryo; İzmir eski Büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer ya da Grup Başkanvekillerinden Gökhan Günaydın’ın, yani ikisinden birisinin, genel başkan yapılması. Bu senaryo da hafiften ve alttan alta konuşuluyor CHP kulislerinde. Eğer bu senaryo uygulanacak olursa, Gökhan Günaydın’ın daha avantajlı olduğu ifade ediliyor.
4.Senaryo; Kılıçdaroğlu’nu tekrar genel başkan yapmak ve İmamoğlu’nu devre dışı bırakmak için de Mansur Yavaş’ı erkenden Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmek. Eğer bu senaryo gerçekleşirse, İmamoğlu CHP’den ayrılacak ve yeni bir merkez parti kurmak için kendi yolunu açmaya çalışacak.
Başka senaryolar da dile getirildi yaptığım sohbetlerde, ama pek aklıma yatmadığı için burada yazmaya gerek duymuyorum.
Özetle, Türkiye’nin birinci partisi CHP’de epey karmaşık bir sürecin kapısından giriliyor. Hangi senaryonun hayata geçeceğini elbette bilemeyiz, ama herkesin emin olduğu bir husus var; Özgür Özel önümüzdeki üç beş ay içerisinde genel başkanlıktan indirilecek.