BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Bay Papa ve Ermeni İddiaları

Ermeni tehcir kararı, devlete isyan ve ihanet eden, Müslüman halkı katleden, Osmanlı ordusunda cephede bulunurken düşman ordu (Rus Ordusu) ile iş birliği yapıp askeri sırtından hançerleyen, Erminlerin de korunması için, ülkenin bir bölgesinden başka bir bölgesine zorunlu göç ettirilme karardır.
Tehcire "soykırım" demek, gerçek anlamdaki soykırım eylemlerin ciddiyetini hafife almak demektir. Başka yerlerde; Afrika'da, Amerika'da, Almanya'da, Bosna'da, Çin'de, Rusya'da de yapılan gerçek soykırımları masumlaştırmak anlamına gelir...
Tehcir başka bir anlam taşır, ayrı bir eylemdir, soy kırmak ise adından anlaşılacağı üzere daha başka... Bunu iddia etmek, muhatabını "katil, cani" suçuyla suçlamak demektir. Açık ifadeyle; "Ey Türk Milleti sizler katilsiniz, sizler canisiniz, sizler kan içici vampirlersiniz" demektir.
Aynı sözler, dönüp Bay Papaya ya da Avrupa Birliği Parlamento üyelerine biri tarafından söylenecek olursa; "Ey Papa, senin temsil ettiğin makam kan kokuyor; o makamın önderliğinde başlatılan Haçlı Seferleri nedeniyle binlerce insan katledildi; baş katil, baş cani koltuğunda oturuyorsun!" derse...
Ya da;
"Vatikan'ın, Bürükselin, Almanya'nın, Fransa'nın, ABD'nin görkemli sarayların temelinde soyu tüketilen Afrikalı siyahların, Amerikalı Kızılderililerin kanı vardır" derse...
Evet bunlar hatırlatılmalıdır Bay Papaya ve AB parlamentosunun bazı üyelerine...
***
Suçu Gizleme Kararı..
Türkiye'nin de üyesi olduğu Avrupa Parlamentosu bir karar aldı; "Ermeni Soykırımı" tanınması hakkında... Bu kararı almak zorundaydı AP... Beklediğim bir sonuçtur... Çünkü, esas suçlular oradalar; o parlamentodalar; suçlular, suçlarını örtmek, saklamak için başkasını suçlayıp kenara çıkmayı çok iyi bir taktik olduğunu biliyorlar.
Onaylamasalardı kendi ayıplarını itiraf etmiş olacaklardı... Bunun içindir ki her şart ve ortamda Ermeni Tehcirini "soykırım" olarak iddia edip Türkiye'yi hedeften indirmeyeceklerdir.
***
Emperyalist devletler 1860 den veri Ermeni kartını Osmanlı İmparatorluğunu yıkmak için aleyhine kullandılar, geliştirdiler ve en hayati noktada uyguladılar... AB'nin AP'su böyle bir kararı almasalardı, "soykırım" iddiasının bir emperyalist yalan ve iftira olduğu anlaşılmazdı. Bunun böyle bilinmesi gerekir... Sömürgen devletlerin öteden beri bir taktikleri vardır; yalan ve iftiralarla başkalarını suçlamak, bu suçlamalarla baskı altında tutmak suretiyle kendilerine karşı gelme potansiyelini de bertaraf etme taktiği... Böylece emperyalist devletler, emellerine karşı çıkacakları suçlayarak baskılarlar ve yine sömürülerine devam ederler. Buna alet olan, kukla idareciler de makam ve servet sahibi olurlar...
Nitekim AP aldığı karara sevinen bakan başı zatın baş danışmanı "Etyan Mahçupyan" da bunun ispatıdır... Devletin idaresinden sorumlu olan zatın baş danışmanı Ermeni ırkçısı ise, ona göre gerisini siz düşünün...
Türkiye'de ne kadar "Gizli Ermeni var" diyesim geldi...
Daha küçük çapta düşünelim; Türkiye'nin parlamentosunda (TBMM) "Kaç Gizli Ermeni Vekil var!" diye bir soru sorulsa kim bilir neler ortaya çıkacak?
Bunu sorup gerçeği ortaya koyacak yiğit kişiyi bekliyoruz!
***
Peki, AB böyle bir kararı alma yetkisine sahip mi? Tarihi bir olay hakkında siyasi bir karar alma yetkisi var mı? Böyle kararları almak hangi hukuki sınırlar içinde mümkündür?
Eğer evrensel hukuk kuralları geçerli olacaksa böyle bir yetkisi yok, yok, eğer "benim dediğim dedik, öttüğüm düdük" ise, alınan karar için "vız gelmiş tırıs gitmiş" olmanın ötesinde bir anlam taşımaz... Taşımaz da, o kadar hafife alınacak bir suçlama da değildir...
Birileri kalkıp size "katil" , "cani", "kan içen vampirler" diyecek sen KAÇ - AK konağında ahkam keseceksin... AP eğer hukuk içinde kalacaksa, aldığı her karar da hukuki olmalıdır...
Ahmet Davutoğlu’nun danışmanı Etyan Mahçupyan katıksız bir Ermeni ırkçısı olduğuna göre ve bu zatı da kendine danışman yaptığına göre bay Davutoğlu, Ermeni iddialarına karşı "çok yumuşak bir tavır içindedir" anlamını çıkaranlar haksız olur mu?
Bir zamanlar "yetmez ama evet" diyen köşe kapıcıların başından gelen bay Hasan Cemal ve bay Cengiz Çandar gibi kalemşorlar de Ermeni iddialarına sıcak tebessüm gönderenlerden...
Diğer çok sayıdaki "kriptoları" saymaya sayfalar yetmez...
Her akşam zehirli örümcek gibi ülkeyi saran renkli ekranlara çıkan kıl suratlı baykuşların haddi de yok, hesabı da...
***
Görünen manzara bu iken, Türkiye'nin başına "bela" olmuş gayrı milli siyasi örgütlerin bu konuda bir diyecekleri olmaz, sadece günü kurtarmaktan ibaret kuru demeç olduğunu biliyoruz.
Köşe kapıcısı, kemik yalayıcısı "çakma entelektüeller", "Soykırım" sözcüğünden çok hoşlanıyorlar da Türk Milletine kini bitmeyen emperyalist güçler ve onun Papası mı geri duracak... Bomba üstüne bomba patlatacaklar...
Bu yalan ve iftiraların kaynağı nedir?
Düşmana silahı verenler aslında bizim içimizdeki hainler, kuklalar, ve kriptolardır. Bunun farkına varılırsa, adam kandıran partinin neye ve kime hizmet ettiği de anlaşılır.
TÜRK’Ü YAKMA VE YIKMA STRATEJİSİ
Kürt Kartı..
Bir başka kaşınan kart ise, Anadolu'da yaşayan kadim halklardan bir "Kürt" kökenli vatandaşlara "Özerklik" ya da "Bağımsız Kürdistan" iddiaları da bu sömürü stratejinin bir yansımasıdır.
AP ısrarla ardında durduğu bu iddia, Türk'ü yakma ve yıkma stratejisinin gereğidir. Hiç yadırgamıyorum; zira emperyalist Batının İstiklal Savaşında Mustafa Kemal önderliğinde Türk Milletinden yedikleri tokadın parmak izleri suratlarında duruyor.
Unutmadılar; aksine kinlendiler, bilendiler, öcü almanın fırsatını kolluyorlar. İşte "Soykırım" ve "Kürdistan" kararları bundan dolayı hep gündemde tutulmaktadır... Keza terörün ana hedefinin "Kürt" halkı değil, "Batı Ermenistan'ı" kurmak olduğunu da anlayan anlıyor, anlamayanlar sadece "et kafalılar"...
Şimdilerde söylenecekler belli; "sert tepki" gösterilmişmiş...
Falan filan demiş.. miş.. miş.... Hişt fişt... Hepsini at çöpe...
Milli uyanış olmadığı müddetçe daha çok şamarlar yeriz...
***
Sıra Türkiye'nin ekonomik ve siyasi ablukaya alınmasına geldi.
Paçayı kurtarmak için ikbal sahipleri çare arayacaklar...
Ardından konaktaki muhterem ve Davut tayfası önce "Ağrı Dağını kutsal mekan" ilan edip manevi varlığını Ermenilere hediye, ardından sınırların açılması…
Ardında "katilliği, caniliği" kabullenme gündemde olacaktır. Ardından milletler arası mahkemeler... Tazminatlar...Toprak...
Buyurun cenaze namazına...
Bu bir komplo teorisi değildir...
1915'in 100.yılında bu aşamaya gelindiğine göre...
R. Demir (17.4.15)
NOT: ERMENİSTAN DIŞ İŞLERİ BAKANI; "TÜRKİYE BAŞKA DİLDEN ANLAMIYOR" TEHDİNİ SAVURMAYI İHMAL ETMEDİ
2.RESİM: BATININ TÜRİYEDE KURMAK İSTEDİĞİ BATI ERMENİSTAN... UYANDINIZ MI....?

 

Yayın Tarihi
20.04.2015
Bu makale 2601 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!