ANKARA'DAN

Baba ve Bazbalar Günü

İBRAHİM UYSAL

Ne zaman genel, çoğul işler için tekil anlam içeren bir şeyler yazacak, konuşacak olsam elim, dilim, kalemim bağlanır kalır.

--Sevgililer Günü gelir, hayda ulu orta herkese "sevgililer günü" kutla. Hani bu aç çocuğa mama tarifi yapar gibi bir şey. Ya yoksa.

--Ya da son zamanlarda moda olan her ilin, ilçenin bir kurtuluş günü kutlaması. Daha da entersan olanı, İngiliz Gemilerinin resimleri, İngiliz ya da işgalci ülkelerin askerlerinin tören fotoğrafları ortada iken ve sanki İstanbul hiç işgal yıllarını, günlerini yaşamamış gibi ille de İstanbul'un Fetih gününü kutlamak gibi.

--Gel de bir ingiliz ya da bir İngiliz Muhiplerinin(seven) Müslüman Osmanlının, kaç yüz yıllık Hıristiyanlığın baş şehirlerinden birisi Kostantinopolis'i alışını fetih gününü olarak kutlamalarını anla.. Biz fethinde, işgal devletlerinden, düşmanlardan kurtuluşunu da kutlarız da, Ötekileri anlamakta sorun çekeriz.

--Ama bu kez durum farklı.

--Konu Analar, Babalar Günü olunca,kavramlar ve anlamları öyle bir zenginleşiyor ki, çek nereye istersen çekebildiğin kadar.

--Örnek, "Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz".

--Haydi, "Ana", "yar" kavramlarını nereye koyacağız şimdi.

--Ana, ana da, yar da neyin nesi. Evet, "yar" sevgili, koruyan kollayan demek bilirsiniz.

--Bir de "Baba gibi adam" derler. Hani koruyan, kollayan, seven adamlara, kişilere.

--O yüzden, "Analar Günü"nde olduğu gibi "Babalar Günü"nü de tekilleştirmeden, kişiselleştirmeden, genel toplumsal kavramlar üzerinden değerlendirmeyi yeğlerim.

--Baba biyolojik bir kavram olduğu kadar, sosyolojik bir kavramdır da. O yüzden Babalar Gününü, bu yönü ile de kutlamının içinde tutmak gerektiğine inanırım.

--Böyle günlerde özellikle sanal ortamlarda biraz hüzün kokan duygusal resimler ile birlikte hasret, özlem belki de az da olsa pişmanlık kokan cümleler okuruz.

--Bugün Anneanne/Babaanne bile olmuş olsa kadınlar, genç kızlıklarında; bir yana babalarını, diğer yana sevdalarını, sevdiklerini koydukları ne de çok çocukluk , genç kızlık günleri anılarını anımsarlar

--Delikanlıların da, Sakın ha, ona buna uyma, Onu yapma, bunu yapma denilenler geçer gözlerinin önünden.

--Babalık, koruyucu bir özelliktir feodal toplumlarda.

--Ya sihiden bir de "İskele babası gibi ne dikelip duruyorsun orada"da derler değil mi.

--Nerede ise unutuyordum. Bir de Mario Puzo'nun yazdığı Baba/The Godfather adlı bir roman ve romandan uyarlanan, Francis Ford Coppola'nın yönettiği, Marlon Brando ve Al Pacino'nun başrollerini paylaştığı film de vardır.

--Büyük devletlerin "Kurucu Babaları" gibi.

--Her ne kadar Ananın, doğurun büyüten, koruyan kollayan rolleri, figürleri olsa da, Babanın da sebep olan, koruyan, kollayan gücü temsil eden kavramsal ve toplumsal karşılıkları vardır.

--Konuyu dağıtmadan, günün anlam ve önemine bağlı olarak bütün güzel duygu ve düşünceler içinde:

--Bugün aramızda olsun olmasın, varlığıyla bir yerlerimize dokunan, iyiliğimizi, güzelliğimizi isteyen ve onun için çabalayan, çabalamış olan,

--Her ne kadar iki tokat yemiş olsak da, elimizden tuttuğunda bize güven veren,

--Herkesin babasının, herkesin babasını "dövdüğü" o çocuksu güzellikler ve anılar içerisinde,

--Koronavirüslü, sınavlı sokağa çıkma yasaklı günlerde, kilometrelerce uzaklarda ya da hiç ulaşılamayacak, gidilemeyecek, görülemeyecek yerlerde olsalar da,

--Ruhunda, gönlünde, beyninde, yaşamında varlığı ile doğurtan, koruyan, kollayan, sevgi ve sevecenlikle bakan, anımsanan o güzel kişileri, anılarını baş köşeye koyarak

--Bunları yaşayan ve yaşatan, bu duygularını yüreklerinde hisseden, hissettiren herkesin Babalar Gününü Kutluyorum.

--Benim oğlumun da "gözü açılsın" diye arabasına bindirip Çavdır pazarına götürüp, kendi başına gezip dolaşsın, dünyayı tanısın derken birden kendini yalnız ve kaybolmuş hissedip ağlamaya başlayan; Belediye Zabıtasının elimden tutup Belediye binasına götürdüğü, bir salkım üzüm ile bir dilim karpuzu burnu sümüklü, gözü yaşlı yerken kapıdan muzip muzip gülen bakışları ile içeri girişini hep anımsadığım Güzel Babam, "Babalar Günün Kutlu olsun" emi!..