Alp Özsökmen, Zeynep Temirci, Nuray Tat-Veli Erdoğan, Tuba Ak, İspanyol Dans Grubu, Umut Özbek, Cenk Ekici, Zeybekler, Kadir Çetin-Serdar Yılmaz, Kolbastı Ekibi, Hiphop Ekibi ile Tekerlekli Sandalye Bale Grubu, bir de 63 kişiden oluşan dünyanın hiçbir yerinde bulamayacağınız isimsiz kahramanların oluşturduğu o muhteşem koro…
Bunlar kim biliyor musunuz?
Bunlar engellerine rağmen, engellerine aldırış etmeyip neleri yapabileceğini tüm dünyaya gösteren çok özel insanlar…
Bunlar Pazar günü Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde sundukları gösterilerle yaşamın güzelliklerini iliklerimize kadar hissettiren, yüreğimizi kıpır kıpır attıran, tüylerimizi diken diken eden, gözlerimizin nemlenmesine neden olan, nefeslerimizi kesen, nutkumuzu tutturan çok ama çok çooook güzel insanlar.
Bunlar, ‘bugün onlar, yarın biziz’…
Kimilerinin gözü görmüyor ama viyolonsel, keman, piyano ve yan flütleriyle nefis eserler seslendiriyor.
Hiçbiri alkış tufanını görmedi ama hissettiler duygu yoğunluğunu...
Kiminin bacağı, kolu bir uzvu yoktu belki ancak yine de dansın, balenin en zarif, hiphopun en atletik hareketlerini sahneledi.
Ayağa kalkıp selamlayamadılar, kutlamak için tutulup öpülecek elleri de yoktu ama seyirci onların yerine ayağa kalktı alkışladı, eğildi, selamladı.
Bazılarına ‘down sendrom’lu diyorlar ama ben şahsen kendimi şapşal hissettim onların o ince zekaları ve yetenekleri karşısında...
Yani dememiz o ki…
Ne iktidar partisiyle ilgili kulağımıza gelen dedikodular, ne CHP’nin il kongresi, ne İsa Yıldırım’ın başka partiye geçeceği söylentileri, ne de diğer siyasi kulisler bu çok anlamlı organizasyonun bu satırlara çıkmasının önüne geçemezdi.
Bu yüzden bu satırlarda o güzel insanların sesine kulak verelim istedik.
Antalya Gönüllüleri Derneği tarafından Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla hayata geçirilen “Engel-Sizsiniz” organizasyonunu yazdığımızı anlamışsınızdır.
Etkinlik başlamadan birkaç dakika önce yaşanan bir diyalogu da paylaşmak isterim.
Gösteri başlayacaktı, bu yüzden salon karanlıktı. 50 yaşlarında bir kadın ve bir adam kol kola salona giriyor.
Kadın, karanlıktan şikayet edip, “Koltuğu göremiyorum” diye yakınıyordu.
Koltuğu eliyle yokladıktan sonra oturan yanındaki adamın verdiği cevap ise manidardı: “Biz her gün karanlıkta yaşıyoruz ama şikayet etmiyoruz.”
Yanıbaşımızdaki bu konuşmalara kulak misafiri olurken gösteri başlamıştı. Seyirciler arasında gözyaşlarını tutamayanlar, heyecandan titreyenler, sahnedeki çocuklarına dua edenler. Her türlü insani görüntü vardı.
Ve bu görüntü öyle bir tablo oluşturdu ki anlatılmaz, yaşanır. Zaten biz de anlatamadık, siz iyisi mi bir daha isteyin bu gösteriyi.
Çünkü çok şey kaçırdınız.
Buradan bu projeyi hayata geçirenleri, destek verenleri, motive edenleri, içinde olanları yürekten kutluyoruz.
Devrim-Selen Demirel çiftini, Antalya Gönüllüleri Derneği yönetimini ve üyelerini, Mustafa-Günseli Akaydın çiftini kutluyoruz.
O insanlara o coşkuyu yaşatmak, onlara toplumun ‘işe yarayan bir bireyi’ olduğunu hatırlatmanın değeri ölçülemez.
Belediye yol, asfalt yapmaktan öte de bir şeyler yapmalı, destek vermeli, önayak olmalı.
“Alkışlanacak proje mi?” dediniz.
Alın size alkışlanacak bir proje…
İnanın yazıyı zor yazdım. Çünkü avuçlarım, parmaklarım hala ağrıyor.
Alkışlamaktan…
SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR