Doğal intikam

Bugün size birinci derecede siyasileri ve yerel yöneticileri ilgilendiren bir ‘kulis’i aktarmak istiyoruz.

Doğa maalesef intikamını alıyor. Hem de kimsenin gözünün yaşına bakmadan, çok acı bir şekilde alıyor. Üstelik hiç acımadan…

Bunu hep görmüyor muyuz? Geçmiş yıllarda Doyran-Akdamlar’da, Kemer’de, geçen yıl Olimpos’ta ve son olarak 8 Şubat’ta Serik’te, Aksu’da, Demre’de… 

Geride ölüm ve gözyaşları kalmadı mı? Bir de üzeri çamurla kaplı emekler…

Doğa her zamanki gibi uyarısını yaptı. Doğa dedi ki:

“Ey yöneticiler, ey belediye başkanları, ey kanun yapıcı siyasiler, planlama yaparken, imar çalışmaları yaparken, beni dikkate alın, beni görmezden gelmeyin. Görmezden gelirseniz, işte böyle yaparım!”

Gerekli dersler alınır mı bilinmez, eskilerin çoğunda alınmadı. Onun içindir ki doğa artık çığlık atarcasına haykırıp uyarıyor.

Ama biz ne yapıyoruz?

Birinci sınıf, sulanabilir tarım arazilerimizi imara açmak için çabalamıyor muyuz!..

Kurmuyor muyuz o dev beton blokları o güzelim kara topraklara!..

Ormanlarımızı taş ocaklarına feda etmiyor muyuz!..

Dere yataklarını daraltmadık mı Boğa Çayı’nda!..

İmar izni vermedik mi kurutulan derelerde!..

Bu yüzdendir tutunacak dallar azalıyor. Sel sularına kapılıp ölüyoruz.

Ve işte bu yüzden kentler, bir kaşık suda boğuluyor.

Sırf bu yüzden…

Şimdi “Durup dururken bu kulis de nereden çıktı” diyebilirsiniz…

Bu kulisi bize dili olup da söyleyemeyen, kulağı olup da duymayan, gözü olup da görmeyenler iletmedi.

Toroslar’a sırtını dayayan Beydağları’ndan esen fırtına fısıldadı kulağımıza.

Boğaçayı’nda azgın akan sel sularıyla geldi bu haber bize…

Hisarçandır’da yok olan ormanlardaki ağaçlar gösterdi…

Böyle giderse ve kulağımızın üstüne yatıp önlem almamaya devam edersek…

Gün gelecek ölülerimizi gömecek toprak bulamayacağız.

Sırf bu yüzden…

 

***

Siyasi intikam

 

Tasfiye başladı, hayırlı işler…

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu dedikleri tam da bu olsa gerek. 40 yıllık CHP’li, partide birçok önemli noktada görev almış, 1995-2001 yılları arasında Merkez İlçe Başkanlığı yapmış, 1994’ten bu yana seçim kurullarında canla başla çalışmış, “plan tadilatları yaptırmayan”, son seçimlerde Akaydın’ın seçim koordinasyon başkanlığını üstlenerek Hoca’ya seçimleri kazandıran ekibin başında olan Mesut Kılcı, partiden ihraç ediliyor.

Gerekçe? Gerekçe yüksek sesle düşünmesi, bildiği doğruları söylemesi...

Yani, “İl Başkanı, il yöneticileri seçimin kazanılmayacağına yönelik iddiaya giriyorsa biz bu partiyi bir adım ileriye götüremeyiz” açıklaması...

Biraz daha hatırlatalım: İl Başkanı Ömer Melli’nin, Akaydın’ın seçimi kazanmayacağına yönelik iddiaya girdiğini söylemesi.

İl Disiplin Kurulu, Muratpaşa İlçe Kongresi’nde muhalefeti destekleyen Kılcı’yı çağırıp, “Söyledikleriniz doğru mu?” diye sordu. Kılcı da “Doğru” dedi.

Bu kararla çok incinen Kılcı’nın Yüksek Disiplin Kurulu’na itiraz etmesi bekleniyor.

O İl Disiplin Kurulu’nun başında gazeteciye, “Kaleminizi kırarız” tehdidinde bulunan zat bulunuyorsa, bu kararların çıkması da gayet doğaldır.

Değil Kılcı, yarın bir gün Akaydın’ın bile ihracını gündeme getirirlerse şaşırmamak lazım.

İl Disiplin Kurulu Başkanı Mahmut Yıldırım’a gönderme yapan Kılcı, “Düşüncelerimi beyan etmekle ben mi partiyi küçük düşürdüm, gazeteciye ‘kaleminizi kırarız’ tehdidinde bulunan İl Disiplin Kurulu’nun başındaki kişi mi tartışılması gereken budur. Onun yargılanması gerekirken bizim ihraç edilmemiz ne garip” diyor.

Bir de bu ihracın anlamını bana sormayın…

Çünkü herkes Muratpaşa İlçe Kongresi’nden hemen sonra yapılan bu ihracın bir tesadüf olmadığını bildiği için gülerler adama...

Geçen Cumhuriyet Meydanı’nda kaldırıma tünemiş bir karga da gülüyordu zaten…

 

***

Asansörde kalırsanız kimi ararsınız?

 

Bir cumartesi akşamı 8 kişilik asansöre 9 kişi bindiniz… Asansör onca yükün altından kalkamadı ve olmadık yerde arıza verip durdu. 5-6 dakika boyunca da düzelmedi. Daracık ortamda, terleyenler, zor durumda kalanlar, sıkılanlar… Böyle bir durumda cep telefonunuz çalışıyorsa, ne yaparsınız?

Otel teknik servisine mi, itfaiyeye mi, 112 Acil Servis ekiplerine mi ya da ne bileyim polise mi haber verip yardım istersiniz?

Hiçbiri…

Cevap: Masaj salonu ya da halkla ilişkiler müdiresi…

Çünkü 13 Şubat Cumartesi akşamı Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın CHP’lilere Dedeman Otel’de verdiği yemeğe katılan Baykal’ı karşılarken asansörde kalan CHP’lilerden 2’si böyle yaptı.

Saat 19.00 sıralarıydı… Baykal, otele geldi ve  bir grup başkan ve milletvekiliyle bir asansöre, Başkan Akaydın ile bir grup CHP’li de diğer asansöre bindi.

Ancak Akaydın’ın bulunduğu 8 kişilik asansöre aralarında Döşemealtı Belediye Başkanı Nurettin Tursun, İl Saymanı Levent Kıldır, Kepez İlçe Başkanı Alican Deveci, Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi Gültekin Otur’un da bulunduğu 9 kişi bindi.

Asansör arıza yapınca 9 kişi asansörde kaldı. Yardım gelmeyince cep telefonlarıyla Gültekin Otur, otelin halkla ilişkiler müdiresini, Alican Deveci ise otelin masaj salonunu arayıp yardım istedi.

Soğuk terler döken asansördekilere bu telefonlar iyi geldi…

 

***

DP’de işler iyice karıştı

 

Her şey İl Başkanı Adil Aydın’ın istifasını vermesiyle başladı. Sonra Genel Merkez tarafından Turgay Alp’e il yönetimini oluşturması için görev verildi. Bir nevi il başkanı olarak atandı. Bu atamaya karşı tepkiler gelince geri adım atıldı. “İl başkanı olarak atamadık” denildi. Şimdi krizi çözmek için yeni bir formül arayışı sürüyor. Ama tüzüğe göre il başkanlığına gelen İbrahim Özcan da görevini sürdürüyor. “Ne olacak?” derseniz; DP’de önümüzdeki süreç çok şeye gebe…

 

NOT: Kulis köşemiz gelecek haftadan itibaren Çarşamba günleri yayınlanacak. Okurlarımızın bilgisine.

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
19.02.2010
Bu makale 5576 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!