Baykal…

Siyasette bir taş oynadı mı, yer yerinden oynar. İşte son örnek: CHP Lideri Deniz Baykal’ın istifası... Siyaset yine toz duman…

Bir hafta öncesine kadar Baykal’ın artık genel başkanlığı bırakması istenirken, şimdi durum değişti gibi…

“Anadolu insanı, mazlumun yanında olur” psikolojisi, etkisini gösteriyor…

İnsanlar söz konusu görüntülerle ilgili “gerçek mi-montaj mı?” tartışmasını çoktan geçti. Baykal’ın siyasetteki çizgisi değerlendirilip istifa “doğru mu-yanlış mı?” konusu tartışılıyor.

Baykal’ın bırakmasına karşı çıkılması için başlayacak bir ‘fırtına öncesi sessizlik’ hakim sanki…

En azından CHP’nin Antalya cephesindeki hava bize bu ipucunu veriyor.

İstifa açıklaması duyulur duyulmaz, Antalya’da gerçek gözyaşları, timsah gözyaşlarına karışmış gibiydi. Konuştuğumuz insanların ses tonundan bu anlaşılabiliyordu. Dile getirilen sözcükler farklı olsa da…

Dün Baykal için başkente destek ve moral çıkarmaları başladı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve birçok kişi başkentin yolunu tuttu.

Siyasi kulisler ise barut fıçısı misali…

“Şimdilik konuşmayacağız, birkaç gün gelişmeleri takip edeceğiz” gibi temkinli konuşmalar yapanlar var. Kasete öfke, iddialara nefret var. “Komplo” savunmaları da var tabii... Bir de “Baykal, pırıl pırıl bir insandı. Nasıl ona böyle bir komplo kurulur?” isyanı...

CHP Antalya İl Başkanı Özer Ülken, örgütünü ayakta tutmaya çalışıp sonuna kadar Baykal’ın arkasında olduklarını göstermeye çalışıyor.

Ülken, “İstifa olayı olmamış gibi örgütümüz çalışıyor” diyor.

Özer Ülken, Baykal’ın istifa açıklamasının çok iyi okunması gerektiğini vurguluyor ve şunları ekliyor:

“Sayın Deniz Baykal, istifasıyla kamu vicdanına bir mesaj vermek istiyor. Ayrıca örgüt içine de bir mesaj var. Biz bu mesajları aldık. Önce kamunun vicdanının ses çıkarmasını bekliyoruz. Sonra biz gereğini yapacağız.”

Sesin şekli ne olacak bunu elbette önümüzdeki günler gösterecek.

Ancak CHP’lilerden aldığımız ilk izlenimler şunlar: Baykal’a “Gitme kal” diyecekleri kesin. Kamuoyundan gelecek tepkiler doğrultusunda örgüt olarak onu genel başkanlık koltuğuna yeniden oturtmak için baskı kuracakları da kesin.

Ama onurlu bir istifaya imza atan Deniz Baykal, yeniden döner mi, yoksa ülkenin bulunduğu bu şartlarda zorunlu olarak inzivaya mı çekilir bunu hep birlikte göreceğiz.

 

***

 

Sizden gelenler

 

Zaman zaman okurlarımızdan eleştiriler geliyor. Bu eleştirilerin bazılarında övgüler, bazılarında ise yergiler var... Biz övgüleri bir tarafa bırakıp geçen haftalarda gündeme getirdiğimiz konularla ilgili 2 sitemli iletiyi gündemimize alalım. Birincisi Mehmet Çiller adlı okurumuzdan “Tekel arsası” yazımızla ilgili... Okurumuz, “Veysi kardeş, yok edilmeye çalışılan Kındılçeşme için yazacak bir şeyleriniz yok mu?” diye sorup ekliyor: “Siz de bu kanunsuzluğu değerli kaleminize yansıtsanız.”

Öncelikle uyarınız için canı gönülden teşekkürler. Kındılçeşme ile ilgili tahsis aşamasından yapılaşma konusunda yapılan eylemlere kadar haberler yaptık. Yine yazalım: Kındılçeşme Antalya için son derece önemli, doğal güzelliği olan bir kamp yeridir. Burası talan edilmemeli.

 

İkinci sitemli ileti ise Kırcamili Kenan Kemaneler’den… Okurumuz, önceki haftalarda gündeme getirdiğimiz Kırcami yazısıyla ilgili “Kırcami ile ilgili yaşananları zaten gözümüzle her an görüyoruz, neyin ne olduğunu da çok güzel not ediyoruz. Olayları tek tek deşifre etmişsiniz, teşekkürler” diyerek yaptığımız “üretin” önerisi üzerine bir hesap yapıp özetle şöyle demiş:

“Dedemin toprağı 10 dönüm. Babamlar 5 kardeş. Biz 2 kardeşiz. Benim ve kardeşimin birer çocuğu var. İki amcamın 4’er çocuğu var. Bu liste uzar gider. Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar nüfusa bu toprak bakmak zorunda mı, başka bir iş yapın. Eyvallah haklısınız. Bu insanların suçu ne? Yandaki, öndeki komşuları rahat içinde yaşarken, bu insanlar ottan medet ummak zorunda mı? Bir fırsat yaratsanız da tarım üstatları var ya onları da alsanız gelseniz şu tarımı bir öğretiverseniz bizim de tarlamız dikenlik olmasa… Biz de bizi kullanıp oda başkanı olan bizi kullanıp belediye başkanı ya da encümen olan zat-ı şahaneleri gibi siyah camlı Mercedeslere binsek, rahat içinde yaşasak.”

Değerli okurumuzun hesabı pek güzel ama beklentisi?..

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
13.05.2010
Bu makale 5528 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Aslında tam olarak şöyleydi... Veysi Bey selamlar iyi çalışmalar. Bugünkü yazınızı internet ortamından okudum. Kırcami ile ilgili yaşananları zaten gözümüzle heran görüyoruz neyin ne olduğunuda çok güzel not ediyoruz.Olayları tek tek deşifre etmişsiniz teşekkürler. Yalnız bize yazının içinde bulunduğunuz tavsiye varya üretim yapın şeklinde. O konuda biraz yardımcı olmanızı istiyorum. Öncelikle eldeki veriler; -Dedenin toprağı 10 dönüm -Babamlar 5 kardeş -Biz 2 kardeşiz -benim ve kardeşimin 1 er çocuğu var. -amcamın ikisinin 4 er çocuğu var bu liste uzar da gider. Şimdi diyeceksinizki bu kadar nufusa bu toprak bakmak zorundamı başka bi iş yapın. Eyvallah haklısınız. Bu durumda babama düşen toprak miktarı 2 dönüm. maydanoz ve roka ekebilse belki karnını bir şekilde doyurur. sosyal güvence,tatil,sinema,sosyal aktivite,yatırım vb. bunlardan bahsetmiyorum karnını doyurur sadece diyorum belki. ama onun önündede şöyle bir engel var. arazimizin önünde ve yanında 12 katlı binalar var. güneş olmayan yerde tarım olmaz. hadi oldu diyelim su yok ,su olsa su ayağı yok sulanan tarlanın suyu nerden gelip nereye gidecek lauranın önünden geçen özgürlük bulvarına salarız suyu artık. Siz elit şehirlilerde bu yolu neden su bastı diye basarsınız yaygarayı. Yoksa hayvancılık mı yapsak? ne güzel olur o şahane binaların gölgesinde öküz inek yetiştirmek. Çocuklarınızı getirirsiniz hayvanat bahçesi misali şehrin içinde park ne güzel olur.Sinek oluyor diye şikayet edersiniz ama napalım tarımı hayvancılığı bu kadar seviyorsanız sineğinede katlanırsınız artık. Tarım yapın diyosunuz ya hiç empati yapmayı denediniz mi? ne güzel olur değilmi lauraya karşı 12 katlı binalara karşı tanesi 0,5 TL den tere maydonuz ayıklamak 60 a merdiven dayamışken. Sağlıklı yaşam olur aslında sağolun bizi düşündüğünüz için. Bu insanların suçu ne yandaki öndeki komşuları rahat içinde yaşarken tere maydanoz ayıklayacak. domatesi yada organik tarımı şunu bunu geçtim, bu insanlar ottan medet ummak zorunda mı? Bir fırsat yaratsanızda tarım üstatları varya onlarıda alsanız gelseniz şu tarımı bi öğretiverseniz bizimde tarlamız dikenlik olmasa .biz de bizi kullanıp oda başkanı olan bizi kullanıp belediye başkanı yada encümen olan zat-ı şahaneleri gibi siyah camlı mercedeslere binsek rahat içinde yaşasak. Yinede kırcami meselesini bir şekilde gündemde tuttuğunuz için teşekkür etmek isterim. Ancak şunun bilinmesinde yarar var sabır testisinden çatırdamalar duyulamaya başladı. Bu insanların suçu isyan etmemek kanunlara saygı göstermek mi? sayın yazar beklentiyi ! öne çıkarmış ama gerçeklerden bahsetseydi daha verimli olurdu.

Kenan Kemaneler 18.05.2010

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!