Bir tavşan fıkrası

Bazen yaşanan bir olayı, bir savaşı, fırtınalar koparılan bir tartışmayı en iyi fıkralar anlatır. Biz de bugün bir fıkrayı kaleme alacağız. Ama bu fıkranın nerede, hangi amaçla, kimler arasında konuşulduğunu sonra yazacağız.

Fıkra şu:

Bir tavşan bir gün bir çakalla karşılaşır. Çakal, tavşanı düşünceli görünce sorar: “Hayırdır tavşan kardeş, ne düşünüyorsun?”

Tavşandan hiç beklenmedik bir cevap: “Hayır hayır… Bugüne kadar çakallar hep tavşanları yerdi. Ben de bir tavşan çakalı nasıl yer onun hesabını yapıyorum.”

Çakal celallenir: “Güldürtme beni, dünyada hiç görülmüş müdür tavşanın çakal yediği. Alt tarafı bir tavşansın.”

Tavşan yumuşacık bir ses tonuyla, “Gel o zaman bizim eve, bir tavşanın çakalı nasıl yediğini bir göstereyim sana” demiş.

Önde tavşan, arkada çakal tavşanın evine giderler.

Bir süre sonra evden tavşan çıkar, çakal yok.

Tavşan, evden çıkıp meydanda yürürken bu kez bir tilki görür. Tavşan aynı numarayı ona da çeker. Tilki basar kahkahayı. Ama yine de eve giderler, evden tavşan çıkar, o kurnaz kurnaz kahkahalar atan tilki de yok…

Bu kez sırada bir kurt var. Tavşan, profesyonelleşmiştir artık… Kurdu da 2 dakikada ikna edip evine götürür. “Bugün de karnımı doyuracağım” hesabını yapan kurt da tavşanın evine girip bir türlü çıkmayınca herkes merak içinde kalır. Beklerler beklerler evden çıkan yok…

Sonunda tavşan; çakal, tilki ve kurdu avlamanın gururuyla kapıda görünür…

Ama hemen ardından da elindeki kürdanıyla dişlerini karıştıran bir aslan!

Fıkramız bu…

Şimdi gelelim fıkranın nerede, hangi amaçla, kimler arasında anlatıldığına… Bu fıkra son günlerde CHP kulislerinde, kongre süreciyle ilgili muhalefet grubu arasında konuşuluyor.

Duyduğum şu anekdotu da belirtmeden geçemeyeceğim. CHP kongresinde muhalefetin öncü gruplarında yer alanlar kendilerini bu fıkrada tavşan olarak görüyor. Aslanın da yuvasının şimdilik Ankara’da olduğunu söylememe gerek yok… Gerisini de siz düşünün artık canım...

Bize de bu fıkrayla ilgili sadece naçizane bir öneri düşer:

Seversiniz, beslersiniz, desteklersiniz o ayrı bir şey… Ama siz siz olun, sakın ola ne tavşanın “hele bi kaçayım da tazı beni tutsun” numarası karşısında “tavşan kim ki” diye onu küçük görün… Ne de düşünceli haldeki tavşanın, o halinden yararlanıp “onu yiyeceğim” umuduyla evine gidin.

Hayalleriniz suya düşer, aslana yem olursunuz maazallah!..

 

***

 

Alper Demirbaş bakan olur mu?

 

Prof. Dr. Alper Demirbaş’ı tanırsınız... Tanımayanlar için parantez: Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi başkanıydı. Sonra yeni üniversite yönetimiyle anlaşamadı. Madical Park Antalya Hastanesi’ne ekibiyle birlikte geçti. Bugüne kadar binlerce nakil yaptı, bir o kadar hayat kurtardı. Organ nakli konusunda Türkiye’de markadır. Bu sağlık alanındaki Alper Demirbaş...

Demirbaş’ın bir de siyasi yönü var. Her ne kadar aktif olarak siyasette yer almasa da bir siyasi birikimi, duruşu, düşüncesi, parti üyeliği var. CHP’lidir yani. Bu da siyasete girmemiş Alper Demirbaş…

Şimdi bu 2 Alper Demirbaş’ı bir harmanlayalım. Son yapılan hem genel seçimlerde hem de yerel seçimlerde Alper Demirbaş’ın adı CHP kulislerinde çok duyuldu. Ama olmadı. Demirbaş o zamanlar pek yanaşmadı. Şimdi önümüz yine seçim. Demirbaş, organ nakli konusunda yapılacak çok büyük işlerin olduğunu düşünüyor. Bu işleri yapmak için Sağlık Bakanı olmayı kafasından geçirebilir. Gayet normaldir.

Biz de bu noktada sorduk: “Seçimler yaklaşıyor…” Alper Hoca, “Adım yine mi geçiyor?” sorusuyla karşılık verdi. “Evet” dedik. “Sağlık Bakanı yaparlarsa belki” diye espri yaptı. “Hangi parti olur?” diye soruldu, cevabı net oldu: “Olursa CHP’den başka olmaz.”

İktidar CHP olursa, neden olmasın.

 

***

 

DP’de işler karışık

 

Tarih, adım adım tekerrür etmeye doğru mu gidiyor ne!..

Anavatan Partisi Demokrat Parti (DP) ile 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce birleşmişti ancak o birleşme son anda bozulmuştu.

2 parti geçen yıl yeniden DP çatısı altında, Hüsamettin Cindoruk genel başkanlığında yeniden birleşti. Ancak yaşananlara bakılırsa ve önceki birleşmedeki yaşananlar hatırlanırsa bu birleşme de aynı kaderi paylaşacak gibi görünüyor.

Çünkü il başkanlıkları atamalarında sorunların yaşandığı kulislerde ve parti tabanında herkesin dilinde. Konuşulanlara göre Anavatan cephesi Türkiye genelinde 40 il başkanlığı istemiş. Ancak DP cephesi buna izin vermemiş. Bu yüzden Anavatan cephesinden son günlerde “Eğer isteğimiz olmazsa, bu iş bozulur” sesleri yükselmeye başlamış.

İşte Batı Akdeniz Bölgesi örneği… Önce Alanya, ardından Fethiye ilçeleri… Şimdi de Antalya İl Teşkilatı…

Her ne kadar GİK Üyesi Ahmet Esat Kurşun, “Biz atamayı yaptık, iş bitti” dese de teşkilat, Turgay Alp’in İl Başkanı olarak atanmasını bir türlü kabullenemiyor.

İlçe başkanları, İl eski eşbaşkanları Adil Aydın ve Bekir Servet Ünal ile birlikte imza toplayıp bazıları Ankara’nın yolunu tutmaya hazırlanıyor.

Anavatanlılar cephesi, “Bu yönetimde yer almayız” diyerek yuvalarına çekilmeye başladı. Eski parti binası açılmaya başlandı.

İşin ilginç yanı ise “Adil Aydın istifa etsin, yerine İbrahim Özcan gelsin” diyenler de yine Adil Aydın ile birlikte hareket etmeye başladı.

Genel Merkez ise Turgay Alp’e “Listeni 15 güne kadar yap gönder, onaylayalım” talimatı verdi. O da bir yandan bu kadar tartışmanın içinde yönetimini ve ilçeleri oluşturmaya çalışıyor.

Anlayacağınız DP’de işler çok karışık.

 

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
14.01.2010
Bu makale 6778 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!