Akseki’nin su sorunu

Hep Antalya’yı yazacak değiliz ya… Biraz da tepelerin arkasına kulak verelim. Akseki’den günlerdir “Derdimizi duyurun” diye arayıp duruyorlar, sitem ediyorlar bize… Hakları…

Yıllardır yazıyoruz aslında… Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Değirmenlik köyündeki su sorununu…

Konunun evveliyatı şu: Değirmenlik köyünde güzel bir su var. Akseki de susuz. Bu suyun Akseki ve köylerine götürülmesi isteniyor. Değirmenlikliler, “Bu su ancak bize yeter” diye suyun taşınmasına karşı çıkıyor. Konu yargıya taşındı. Mahkeme, “Akseki’ye bu sudan verilmeli” diye karar verdi. Buna rağmen Değirmenlikliler “Vermeyiz” diye inat ediyor. Aksekililer ise “Biz susuzluktan kırılacak mıyız” diyerek suda ısrar ediyor.

Bu konu Antalya’da kalmadı. Sorunun çözümü için Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM Başkanlığı, TBMM Dilekçe Komisyonu ve Antalya milletvekillerine dilekçeyle başvuru yapıldı.

Ama Değirmenlik’in suyu Akseki’ye bir türlü verilmeyince…

Aksekili Necip Hacıgüzeller, Değirmenlik suyunun Akseki ve köylerine getirilmemesi konusunda “görevi ihmal”, “mahkeme kararlarına uymamak” gibi çok ağır ithamlarla Vali, Kaymakam, DSİ Bölge Müdürü, İl Genel Meclisi Genel Sekreteri, Genel Sekreter Yardımcısı, İl Genel Meclisi’nin bir üyesi, Köye Hizmet Götürme Birliği Yönetim Kurulu üyeleri hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

17 Mart 2010 tarihinde yapılan suç duyurusunun gerekçesi şu: Değirmenlik’teki suyun Akseki ve köylerine götürülmesi için 7 Ağustos 2009 tarihinde yapılan ihalenin bir türlü yürürlüğe konulmayıp işe başlanmaması...

Sözü edilen kişilerin Yargıtay’da yargılanmaları için dosyanın 18 Mart’ta Ankara’ya gönderildiği bildirildi.

Hacıgüzeller, 21 Ekim 2009 tarihinde ihalenin Kaymakamlık ve Valilik tarafından onay almasına rağmen yer teslimi yapılmadığını ve işe başlanmadığını belirtiyor.

Yer teslimi için işlem yapmaya gelenlere köylüler tarafından silah çekildiğini de iddia ediyor. Bu çok vahim iddia bile, tehlikenin nerelere gidebileceğini gösteren küçük bir örnek.

Ancak bu işte “kasıt” olduğunu düşünen bazı Aksekililer, su yüzünden düşmanlıklar ve daha ciddi sorunlar yaşanmaması için artık sorunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını istiyor, aksi halde bu yaz Akseki’nin susuzluktan kırılacağını düşünüyor.

Anlaşılan Akseki’de bu yaz kurak ve epey hararetli geçecek.

Bu tartışmanın sonunun nereye varacağını da şimdilik kestiremeyiz…

Ama Akseki’nin su tartışması daha çok su kaldıracak gibi görünüyor.

Çok ‘su’ oldu ama umarız Akseki için şu söz gerçek olur:

Su aktığı yere yine akar…

***

Belediye hizmet

binasını kim alıyor?

Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, Adnan Menderes Bulvarı üzerinde, Andızlı Mezarlığı’nın yanına yapılan Büyükşehir Belediyesi yeni hizmet binasının yeri ticari alana dönüştürüldü.

İnşaat halindeki bu alan, daha önce Büyükşehir Belediyesi tarafından satışa çıkarılmış ancak satılamamıştı.

Görünen o ki bu alan şimdi satılabilecek. Alışveriş merkezi yapılması için bazı görüşmeler yapılıyor. Özel bir üniversite ile de görüşme yapıldığı bilgisini aldık. Alanın özel hastane yapılması için görüşmeler yapıldığını da duyduk. Ne zaman sonuçlanır, kim alır, kaça alır yakında ortaya çıkar.

***

Ülken’in uyarıları

CHP İl Başkanı Özer Ülken’in, milletvekili hayaliyle yaşayan belediye başkanlarına söyledikleri öyle yabana atılacak türden açıklamalar değil. Bu açıklamalar aslında uyarı niteliği taşıyor.

Uyarılar anlamlı. Ama uyarılar ne derece dinlenir, vekillik rüyasına yatan CHP’li başkanlar bu uyarıları ne derece takar bu da Ülken’in “örgüt disiplini” hayalinin başarısını ortaya koyacaktır.

***

İtiraz hakkı

Belediye meclislerinde alınan bir kararla ilgili askı süresinde meclis üyeleri tarafından yapılan itirazlar tartışma konusu olur. Geçen dönem Büyükşehir Belediye Meclisi’nde DP’li Cengizhan Gököz ile CHP’li Fahrettin Köken de bu konudaki görüşlerini dile getirmişlerdi. Bu konu geçen mecliste yeniden gündeme geldi.

Aslında meclis üyesi, o meclisteki varlığıyla karara etki edebiliyor, itiraz hakkını da oyuyla gösterebiliyor. Askı sürecinde itiraz, bize göre o karara etki etme hakkı olandan ziyade, öncelikle karardan doğrudan ya da dolaylı etkilenebilecek kişi, kurum ve kuruluşun hakkı olsa gerek. İtirazı olan?

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR