Kıymeti kalmadı

Geçen hafta bu satırlarda CHP’li belediye başkanlarının 46’ncı Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin açılış gecesine katılmamasını yazmıştık.

Meğer bu yazımız birilerine pek dokunmuş. Valla dokunur dokunmaz, ben bilemem. Ama gördüklerimi ve duyduklarımı yazdım.

Ama geçen hafta yaşananlardan sonra konuşulanlarla ilgili bugün yazacaklarım birilerini belki bu kez daha fazla rahatsız edecektir.

Hatırlarsanız 10 Ekim Cumartesi gecesi yapılan açılış törenine Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Döşemealtı Belediye Başkanı Nurettin Tursun katılmamıştı.

Hadi açılışı geçtik. Herkesin bir bahanesi (bahane de demeyelim, bir gerekçesi) vardı.

E peki ondan birkaç gün sonra, 14 Ekim Çarşamba gecesi, düzenlenen onur ödülleri gecesine neden katılmadılar?

Sorular daha bitmedi. Parti kulisi kaynıyor. Daha önemli sorular da soruluyor. Misal bir soru aynen şu şekilde:

“Hadi Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı önemli 2 gecede yalnız bıraktınız, peki neden son geceye katıldınız? Baykal’a şirin görünmek için mi?”

Bir başka soru da şöyle: “2 geceye katılmayıp son gece törene katılmanın ne kıymeti var?”

Bu soruların cevabını ben yazmayacağım, çünkü herkes biliyor.

 

***

Kim, kimi biti kadar sevmiyor?

 

Ya da şöyle soralım: Kim, kimin gözünü bağlayıp Isparta yoluna bırakıp dönmek istiyor?

Evet, evet bu soru daha iyi oldu.

Duyduklarıma inanamadım. Sürekli gündemde olan bir siyasi, sakallı biriyle hararetli hararetli konuşurken dikkatimi çekti.

Kulak kabarttım bizim kulise malzeme çıkar mı diye uzaktan…

Kocaman bir balık çıktı.

Olay çok yeni ama mekanı da konuşmayı yapan siyasinin de adını vermeyeceğim. Çünkü verirsem CHP’nin kongresi öncesinde harbiden kıyamet kopar.

Laf yine CHP’nin İl Başkanlığı kongresinden açılmış.

Ve o adam, “O da adaymış. Ben onu bitim kadar sevmem. Onun gözünü kapatıp Isparta yoluna bırakmak geliyor içimden” diyor.

Bu deyim nereden geliyor diye düşündüm.

Sonra bir bilene sordum.

Meğer bu tabir, sevilmeyen kedi ve köpekler için kullanılırmış.

Valla kendi kulaklarımla duydum, kavga çıkmasın diye de yazmadım, haberiniz olsun.

 

***

Baloğlu’nun bıyıklarını kestirdiler

 

CHP 22’nci Dönem Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu’nu tanırsınız.

Sempatik ve babacan tavırları vardır…

Bir dakika yerinde duramaz; heyecanlıdır.

Geçen Baloğlu’nu gördüm. Ama tanıyamadım. Gözlükleri ve tipik konuşması olmazsa hiç çıkarmayacaktım.

Çünkü bıyıklarını kesmiş.

Daha doğrusu ben öyle zannettim.

Sordum; “Hayırdır sayın vekilim, bıyıklara ne oldu?” diye.

Baloğlu, “Yahu sorma. Eşim ve çocuklar, el birliği olup bıyıklarımı kestirdiler” dedi.

Ne diyelim sayın vekilim, bundan sonra günlük sakal tıraşına, bıyık tıraşı da eklendi.

Hayırlı tıraşlar sayın vekilim…

 

***

Nadastayız…

 

Antalya siyasetinde bir dönem etkin olan eski DYP’li İzzet Bayar’ı tanırsınız.

Daha sonra iktidar partisine geçen Bayar’la geçen telefonda sohbet ettik.

Bayar, İl Başkanlığı kongresinde İl Başkanı Hüseyin Samani’ye karşı çıkıp aday olmak istemişti ancak kongre günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Antalya’ya gelmesiyle son anda adaylıktan çekilmişti. Tıpkı Yaşar Tabur gibi…

İzzet Bayar’a “Neler yapıyorsunuz?” diye sordum.

“Nadastayız” dedi ve ekledi:

“Hani tarla sürülür, ekin alınır, bir yıl sonra nadasa bırakılır ya. İzzet Bayar da şu anda siyasette nadasta. Daha verimli bir siyaset yapmak adına nadastayım. Diğer sosyal konularla ilgileniyoruz. ATSO Meclisi’ndeyiz. Siyasetten uzak değiliz ama mecramız değişti.”

Ne diyelim, siyasetin de nadası ilginç oluyor.

 

***

Tarih tekerrür eder mi?

 

Demokrat Parti ile Anavatan Partisi’nin birleşme arzusu yeniden depreşti. Hatırlarsanız 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan genel seçimlerden önce DYP ile ANAP “Demokrat Parti” adı altında birleşmişti. Ancak büyük yankı yaratan bu birleşme birkaç gün sonra ayrılıkla sonuçlanmıştı.

Şimdi 2 partinin birleşmesi 31 Ekim tarihinde Ankara’da büyük kongreyle yeniden yapılacak.

2 partinin Antalya il teşkilatları da kongreye katılacak.

2 taraf da tek çatı altında birleşmenin heyecanını yaşıyor.

Kongrenin ardından il başkanı atanacak. DP Antalya İl Başkanı Adil Aydın, atanacak olan kişinin ‘baba’ tarafından belirleneceğini söylüyor.

Kendisinin il başkanı olmayacağını açıklayan Aydın, çünkü “Baba Antalya’yı çok iyi biliyor” diyor.

Ama 2 tarafın tabanında da bir soru beyinleri tırmalıyor: Ya tarih tekerrür ederse?

 

***

Pembe şapkalı danışman

 

Altın Portakal Film Festivali’nin bir gecesinde Antalya Kültür Merkezi’nin önünde siyah giyimli, kafasında pembe yuvarlak bir şapka bulunan bir adam dikkatimi çekti.

“Bu adam sanatçıdır” dedim içimden.

Sordum, sanatçı değilmiş.

O pembe şapkalı adam, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın danışmanıymış.

Proje danışmanı…

Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çetin Balanuye’ymiş.

 

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
22.10.2009
Bu makale 5972 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
bir zamanlar maziye bak. ah veysicim ah, antalya'nın en carpıcı manset haberlerine imzanı atarkenki günleri düşünüyorum. o günlerde birilleri bu gün yazdığına benzer köşeleri yazsa acaba dönüp okurmuydun. sende haklısın ekmek parası

ali kemal 23.10.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!