KAHRAMANMARAŞ PAZARCIK DEPREM FELAKETİNDE YAŞANAN SORUNLAR İLE ALINMASI GEREKEN DERSLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
1.Giriş ve genel hususlar.
a. Ülkemin yüreği insan sevgisi odaklı, ülke sorunlarına duyarlı ve Atatürk Sevdalısı yurtsever dostlarım hepinize selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Malumunuz olduğu üzere Türkiye, Doğa felaketleri yönünden çok büyük yaşamsal tehlikelerle karşı karşıyadır. Kahramanmaraş ilinin Pazarcık ilçesi merkez olmak üzere 10 ilimizi ( KAHRAMANMARAŞ, GAZİANTEP, ŞANLIURFA, MALATYA, OSMANİYE, DİYARBAKIR, ADIYAMAN, KİLİS, HATAY, ADANA ) kapsayan ve aynı zamanda Irak, Suriye ve Mısır ülkelerini de etkileyen bu depremin 7,7 ve akabinde 7,6 şiddetinde ikinci depremin olması, yıkımın verdiği maddi zararların, yerleşim yerlerine olumsuz etkilerinin ve can kaybının çok büyük olmasına neden olmuştur. Altıncı günün sonunda can kaybının yaklaşık 23 bin kişiye ve yaralı sayısının da 100 bin kişiye yaklaştığını üzülerek görmekteyiz.
b. Gerçekten son günlerde tüm ülkemizi karanlığa boğan, büyük bir yıkıma neden olan ve büyük bir üzüntüye sevk eden bu deprem felaketi konusundaki duygu ve düşüncelerimi daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirmek istiyorum. Daha önce konuya ilişkin ayrıntılı ilk değerlendirmelerimi sosyal medyada paylaşmıştım. Yaşanan gelişmeleri ve ayrıntılı değerlendirmelerimi sonunda yapmayı düşündüm.
2.Deprem doğa felaketine ilişkin değerlendirmeler.
a. Bütün kamu ve özel yönetim ve organizasyonların başarısı ile istenilen hedef ve amaca ulaşılmasında " AYRINTILI PLANLAMA ve BASİT UYGULAMA " gibi çok önemli bir ilkesi vardır. Ne yazık ki Cumhuriyetimizin 100' üncü yılına girdiğimiz bu zamanda, akıl, bilim ve teknolojinin zirve yaptığı bir zamanda cehalet içeren böyle üzücü olayların yaşanması bizi kahretmektedir. Çünkü bunun nedeni, devletin başı ve diğer alt birimlerin bu tür doğa felaketlerine gereken öngörü ile yaklaşmadığından ve daha önce bu tür felaketlere devletin çok önceden gereken önlemleri alacak birimleri ortadan kaldırması yaşanan olumsuzlukları artırmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında 19 Eylül 1924 yılında Erzurum depreminde yaşananları gösteren belgesel filmi izledim. O zamanda bile Yüce önder Atatürk’ün öngörüsü ile yurttaşlarımızı rahatlatacak birçok önlem alındığını görüyoruz. O zamandan günümüze tam bir yüzyıl geçti ve biz de Japonya gibi deprem coğrafyasında yaşıyoruz. Onlar yaşadıklarından ders alarak, bugün hiçbir üzücü can kaybı ve hasar yaşamıyorlar. Ama bizler hala ders almadığımız gibi utanç verici olaylar yaşıyoruz. Ülkenin Cumhurbaşkanı yaşanan bu felaketi “ KADER ” olarak değerlendiriyor. Ancak İstiklal marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un da dediği gibi “ TARİHTEN DERS ALINSAYDI, FELAKETLER TEKERRÜR EDERMİYDİ “. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girdiğimiz ve akıl, bilim ve teknolojinin zirveye çıktığı bir dönemde, bizler bu yaşanan felaketi hak etmiyoruz.
b. Bir diğer önemli konuda, lise dengi okullarda verilen doğa felaketlerine karşı alınacak önlemlerinde bulunduğu derslerin eğitim ve öğretimden kaldırılmasıdır. Atatürk'ün 1926 yılında Lise dengi seviyesinde gençlerimizin bilinçlenmesi için koyduğu ve doğa felaketlerine ilişkin konuların da bulunduğu ve Albay - Yarbay rütbesindeki üst subaylar tarafından verilen " Milli Güvenlik Bilgisi " dersi eğitimden 2012 yılından itibaren kaldırılmıştır. Üzülerek söylüyorum ki CHP ve MHP'nin meclisteki cılız bir kaç tepkisi dışında gereken tepki gösterilmemiştir. Ne yazık ki Atatürkçü olduğunu söyleyen eğitim sendikaları bile bu dersin subaylar tarafından verilmesine olumsuz görüş bildirmiştir. Subaylar sanki bu ülkenin yurttaşları değildir. Hâlbuki bu dersleri verecek donanıma sahip eğiticilerdir.
c. Bu iktidar, TSK darbe yapacak diye ve halkımızı kandırarak, TSK’lerinin her türlü doğal afetler (deprem, sel, orman yangınları vb.) karşısında anında müdahale planlarını içeren EMASYA ( EMNİYET ASAYİŞ YARDIM) planlarını kaldırmıştı. Bu hükümet 2010 yılında EMASYA planlarını kaldırdığına ilişkin protokolü imzalarken, TV’da izlediğimde ağlamamak için kendimi zor tuttum. Çünkü ileride olacak ve bugün yaşanan olumsuzlukları görüyordum. Ben de birliğinde bu doğal afet hazırlık planlarını yapan ve sorumlu bir subaydım. Şimdi bu planlar olsaydı, hemen koordinasyon merkezi kurulur, anında yemekler pişer, çadırlar ve jeneratörler kurulurdu. Tek kelime ile yazıklar olsun. Akıl ve bilimin olmadığı yerde böyle felaketler yaşanmaya mahkûmdur. Manavgat orman yangınında da aynı felaket yaşandı. TSK gibi disiplinli ve ciddi bir yönetim organizasyondan yararlanılmadı. Ayrıca TSK’lerindeki çeşitli seviyedeki birlik ve kurumların kuruluşunda bulunan seyyar hastahane ve revirler daha deprem başlangıcında kurulup sıhhiye ve sağlık hizmetlerini verebilirlerdi. Özellikle GATA gibi bir sağlık kuruluşunun ve askeri sağlık hizmetlerinin kaldırılması bu ülkeye yapılabilecek çok büyük bir kötülüktür. Acilen bu yanlıştan vazgeçilmelidir. Çok çok üzgünüm.
Deprem gibi bir felaketin olma olasılığı çok yüksek olan ülkemizde imar affı, kentsel dönüşüm ile fay hatlarına hava alanı ve yerleşim yerleri gibi büyük yatırımların yapımına izin vermek, rant (getirim) ve rüşvet dedikodularının olması gerçekten çok vahim bir durumdur. Bu hiçbir çağdaş ve modern ülkede yaşanması olanaklı değildir. Gerçekten ülkemizde olması hayret uyandıran son derece ahlaki sorunlar yaşanmaktadır. Diğer üzücü bir durum ise bu yaşanan olaylardan hiçbir ders alınmamaktadır. Yıkılan binaların betonlarına bakarsanız toz gibi dağılmaktadır. En acısı da bir ülke olarak bir savaşa girsek bu kadar kayıp yani zayiat vermezdik. Diğer bir üzücü durum ise ülke kaynaklarının heba edilmesi ve ülke ekonomisine verdiği zararlardır. Kısaca bu olumsuzlukların yaşanması gelecek nesillerin ekonomik ve sosyal refahından çalmaktır. Tüm halkımız bilinçli bir şekilde davranarak iktidarlardan bunun hesabını sormalıdır.
3. Sonuçlar ve öneriler.
a. İvedilikle tekrar GATA K.lığı yeniden faaliyetlerine başlamalı, askeri doktor ve sağlık personeli eğitimine başlamalıdır. Her ilin doğal afetlerdeki sağlık tahliye ve tedavi sistemi bir an önce kurulmalıdır. Gnkur. Bşk. ligi bünyesinde ivedilikle " DOĞAL AFETLER YARDIM KOORDİNASYON MERKEZİ " kurulması ve her bölgedeki askeri birlikler tarafından yapılan planları ile koordinasyonu sağlanmalıdır. Ayrıca her il ve ilçenin valilikleri ile belediyelerin Doğal Afetler Yardım ve Koordinasyon planları ülkemizde yaşanan her doğal afete göre ( deprem, orman yangını, sel ve heyelan vb.) ayrıntılı yapılmalıdır.
Bugün depreme gereken yardım ve desteği sağlamak ve tüm ülke sathında yapılan maddi ve ayni yardım ve desteklerin oluşturulan merkezlerinden birine gittim ve gördüğüm manzara karşısında gurur duydum ve duygulandım. Konyaaltı Belediyesince işletilen merkeze çok büyük bir miktar tutan ve evimde ne kadar kazak, mont, gömlek, pantolon v kıyafetleri bu merkeze teslim ettim. İnanın ihtiyaç sahibi bir depremzede ye bir katkısı olabileceğini düşünmek bile beni çok mutlu etti. Ayrıca meslektaşlarımın başlattığı parasal desteklere de gücüm oranında katıldım. Gerçekten zaman milli birlik ve beraberlik içinde kenetlenme zamanıdır. Gördüğüm kalabalık ve yardım yapanların coşkusu ve gururunu gözlerimle gördüm. Bu ülkeye asla bir şey olmaz diye düşündüm.
Bu yaşanan olumsuzluklara rağmen bazı dersler çıkararak ve milli birlik ve beraberlik içinde kenetlenerek bu iktidardan kurtulabiliriz ve çağdaş, modern ve Atatürkçü düşünce sistemini esas alan bir sisteme geçebiliriz. Öneriler konusunda verdiğim konferanslar ile gazetelerde yazdığım makalelerde neden CHP hakkında yapıcı eleştiriler yaptığımı lütfen yadırgamayın. Çünkü ülkemizde yaşanan çok önemli sorunların çözümü için tek kurtuluş ümidimiz olan, Türkiye’nin psiko-sosyal ve kültürel bir milli hedefi olan “ ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNE ULAŞMAK “ için bir okul olmasını istediği ve Atatürk’ün benim önemli iki eserimden dediği CHP'nin kendi içindeki sorunları çözerek ve Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkelerini benimsemiş tüm diğer partiler, dernekler ve sivil toplum örgütleriyle bütünleşerek ve ülkemizdeki denetim ve kontrol görevini sağlıklı bir şekilde yapmak amacıyla, şimdiden iktidara gelecek şekilde hazırlıklarına başlamalıdır. Selam ve saygılarımla sağlıcakla kalınız.
Tarihçi, Yazar ve E. Albay Kemal KARAKUZEY