1. Genel konular.
- Değerli dostlarım ve yüreği insan sevgisi odaklı, Atatürk sevdalısı, ülkemin yurtsever insanları sizlere selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Ülkemizin son yıllarda yaşadığı siyasi, askeri, ekonomik ve özellikle sosyo kültürel alanlarda ( özellikle halkımızın temel yaşamsal hakları, demokrasi, istihdam vb. ) sorunlar ile ülkemize yönelik tehditlerin giderilmesi konusunda en önemli siyasi aktör olan ve yüce önder Atatürk’ün iki önemli eserimden biri dediği ve Milli Kültürümüzü Çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarılması için kurduğu kitle partisi CHP ( Cumhuriyet Halk Partisi ) ’nin 38’inci Olağan Kurultayı’na Antalya’dan katıldık. Tüm Türkiye’deki İl ve ilçe Bşk.lıklarının bazı belediye olanakları sayesinde yaptıkları organizasyonları ile partili üyelerin katılımı sağlandı. Sizlere gerek bu kurultay gerekse Türkiye genelinde partimizin genel durumuna ilişkin yansımalar hakkında bilgi vermek ve değerlendirmeler yaparak duygu ve düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
- Ben de 10 yıllık parti üyeliğim esnasında asker olduğum ve Koronovirüs salgını nedeniyle 2020 yılında yapılan kurultaya katılım sınırlandırıldığı için ilk defa bir büyük kurultaya Konyaaltı CHP İlçe örgütünün organizasyonu ile uykusuz ve yorgun bir şekilde katıldık. Bizlere bu kurultaya katılım için yaptığı organizasyon nedeniyle Konyaaltı CHP İlçe yönetimine çok teşekkürler ediyorum. Ancak bu Kurultay’ın organizasyonu genel merkez tarafından son derece kötü planlandığı için birçok sorunlar yaşandı. Salonda insanlar yer bulmak için saat 06.00 dan itibaren yerlerini aldılar. Ancak Kurultay delegeleri ancak saat 12.00 de salondaki yerlerini aldılar ve kurultay ancak saat 13.00 ‘de başlayabildi. Yüce önder Atatürk’ün bir etkinlikte veya devrimlerin icrasında uyguladığı “ AYRINTILI PLANLAMA, BASİT UYGULAMA “ ilkelerini böyle basit bir organizasyonda bile gözden uzak tutmak hiçbir şekilde partimizin yönetimine yakışmamıştır.
2. CHP Kurultaylarına ilişkin tarihsel gelişmeler.
- Atatürk 1931 yılında CHP’nin 3’üncü Kurultayı’nda yaptığı konuşmada Sivas Kongresini CHP’nin ilk kurultayı olarak tanımlar ve bu kurultay Milli mücadelenin başlangıcında çok önemli kararlar almış ve milli mücadeleyi başlatacak olan TBMM. nin kurulmasına esas gelişmeleri ve hazırlıkları başlatmıştır.
- Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 15-20 EKİM 1927 tarihlerinde kendisinin ve silah arkadaşlarının 1919 dan 1927 tarihine kadar yaşadığı olayları anlatarak Türk Milletini uyarmak için tüm dünyaya yaptığı NUTUK bağlamındaki konuşmasıdır ve CHP’nin İkinci Kurultayıdır.
- Ayrıca Bülent Ecevit’in İsmet İnönü’den ve Deniz Baykal’ın Bülent Ecevit’ten Genel Bşk.lıklarını teslim aldığı kurultaylar tarihe geçmiş ve büyük bir olgunlukla CHP’nin geçmişine uygun olarak gerçekleştirilmiştir.
- Son yıllardaki CHP’deki Atatürkçü Düşünce Sistemi ve ilkelerinden uzaklaşmaya neden olan bazı ilkelerdeki değişmeler ve Temel (Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Halkçılık, Devletçilik, İnkılapçılık- Devrimcilik) ve Bütünleyici ( Tam Bağımsızlık, Milli Egemenlik, Ülke Bütünlüğü, Milli birlik ve beraberlik, Batılılaşma ve Çağdaşlaşma, Akılcılık ve Bilimsellik, Barışçılık – Yurtta Barış, Dünyada Barış, İnsancıllık ve İnsan sevgisi, Gerçekçilik, Eşitlikçilik ) ilkelerinden verilen ödünler ve bu ilkelerin Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına olan işlevinin günümüzdeki yöneticiler tarafından anlaşılmaması, partimizin günümüze kadar kan kaybetmesine neden olmuştur. Hâlbuki bugünkü parti yöneticileri Atatürkçü Düşünce Sistemi ve İlkeleri’nin içinde taşıdığı “ Dinamik İdeali “ kavrayamamışlardır.
- Yüce önder Atatürk’ün 1931 yılında yapılan 3’üncü Olağan Kurultayı’nda söylediği çok önemli sözlerden birini burada hatırlatmak istiyorum. “ Partide bir yanlışı, bir eksikliği gördüğünüz zaman kayıtsız, şartsız eleştireceksiniz. Yapılan herhangi bir yanlışa müsamaha (hoşgörü) göstermek son derece yanlıştır. Mahsuru faydasından büyük olur. “ Hâlbuki bugün partide bir eleştiri yaparsan, sen karşı tarafın adamısın diyerek sizi dışlamaya kalkarlar. Geçmişte bu olaylara birçok örnek gösterebiliriz.
3.CHP 38’inci Kurultayının genel olarak değerlendirildiğinde;
- Bugüne kadar o kadar seviyeli ve milli mücadele ile birlikte Türkiye Cumhuriyetinin kurulması dahil birçok onurlu vazifeler ve devrimler yapmış partimizde yaşanan o harika onurlu kurultaylardan sonra, bu kurultayda ne yazık ki son derece üzücü, partinin yönetim ve organizasyonunda bulunan Genel Bşk. adayları dahil, diğer milletvekili, genel Bşk. Yrd. ve konuşmacıların tavır ve hareketleri, kullandıkları sözcükler, başta Atatürk olmak üzere Türk milletinin gönlünde taht kuran İnönü ve Ecevit gibi liderleri armağan eden bu partide büyük hizmet ve emekleri olan kişilerin kemiklerini sızlatmıştır. Birbirleriyle uzun yıllar birlikte yol ve dava arkadaşı olan adayın hançerlendim ve diğerinin benim haberim yoktu gibi bir sözcükler kullanması, küçük bir dernek yönetiminde bile söylenmeyecek suçlamaların yapılması partiye olan güvenin azalmasına yol açmıştır.
- En sonunda Mayıs 2023 seçimleri öncesinde ve sonrasında partide yaşanan hatalar ve yaşanan süreç içerisinde parti yönetiminin halkımıza verdiği olumsuz imaj ile seçim sonuçlarının başarısızlığı, Atatürk’ün kitle partisinde büyük bir çatlağa ve krize neden olmuştur. TSK’lerinde ve üst düzey sivil bürokratlara, MGA (Milli Güvenlik Akademisi) kurslarında verilen Kriz yönetimi konusundan zerre kader haberi olmayan ve yaşanan soruna ilkel yöntemlerle yaklaşan parti yöneticileri sayesinde, partimiz tahminlerime göre bu dönemde % 5 daha oy kaybetmiştir. Etekte neler varsa ortaya dökülmüş, CHP’nin yönetim ve organizasyon olarak ne kadar donanımsız ve kişisel çıkar amaçlı olduğu ortaya çıkmıştır.
- Bu kriz büyümeye devam ederken, daha önce alınması gereken ve genel başkan dâhil Parti yönetiminin krizi bir an önce sonlandırması için istifa etmesi gerekirken istifa etmemesi krizi büyütmüştür. Kurultay kararı bence yaşanan krizi bir nebze engellemiştir. 31 MART 2024 tarihinde yapılacak yerel yönetimler seçimlerinde partide değişim sloganı ile belki bazı küçük başarılar elde edilebilir.
- Ancak aday seçiminde demokrasiden, liyakatten ve ahlaki değerlerden uzak bir yöntem izlenirse bu da hayal olacaktır. Bu yönetimin devamı olan ancak etik değerlerden uzak ve 13 yıldan beri birlikte başarısız olan parti yöneticilerden oluşacak parti yönetiminin asla başarılı olacağına inanmıyorum.
- Parti yönetiminde daima ön figür olarak göze çarpan yöneticilerin ve bazı Milletvekillerinin kurultay salonundaki başkanlık seçimi sonrasındaki sevinç naraları atması, gözyaşları dökmesi ve bir de bu kişinin kurultay öncesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun gözde bir milletvekili olması, hatta en son genel kurulda başkanlık yapan bir kişi olması nedeniyle tepkisi çok çirkindi. Eski genel başkanın hatırına yapmaması gereken Veli Ağbaba’ ya sarılıp sevinç çığlıkları atması partideki milletvekili ve yöneticilerin nasıl seçildiğini ortaya koyuyor. Bu kişi Ali Mahir Başarır denilen milletvekili olup, mecliste bağırarak etkili siyaset yaptığını zanneden kişidir. Bütün basın ve medya bu çirkin olaydan bahsetmektedir.
- Partimizin aslında ülkemizde Milli birlik ve beraberliği sağlaması ve AKP iktidarını devirmeye yönelik olarak CHP Gen. Bşk. inisiyatifinde oluşturulan 6 ‘lı masa ittifakı temelde olumlu bir girişim olmasına rağmen, CHP’nin kurucu ilkelerinden ödün verilmesi ve bazı girişimlerin parti demokrasisine uygun olmaması ve parti içindeki huzursuzlukları ortaya çıkarmış ve bu konuların kurultayda açık bir şekilde dile getirilmesi, halkımızın partimizin yönetim ve organizasyonuna olan güveni sarsmıştır.
- Alınan Kurultay kararı ile birlikte mahalle delege sistemindeki usulsüzlükler ve kişisel çıkar amaçlı yapılan seçimler ile Belediye Bşk.larının bu seçimlere etki etmesi çok üzücüdür. Bu yöntemle oluşan ilçe ve il yönetici ve delegeleri ile kurultay delegelerinin demokratik olmayan yöntemlerle belirlenmesi, özellikle parti meclisi üyelerinin belirlenmesindeki aksaklıklar, kurultayda istenilen sonuçların alınmasına ve parti yönetiminin istenilen şekilde oluşmasına engel olmaktadır. 1950-1970 yıllarındaki seçim yöntemleriyle başarı beklenemez. Artık adil, demokratik ve liyakatli üyelerin seçimini sağlayan çağdaş ve modern yöntemler uygulanmalıdır. ( TSK’leri ile Koç, Sabancı ve Eczacıbaşı vb. şirketlerin personel seçme sistemleri örnek alınmalıdır.)
- Bir diğer üzücü olay ise kişisel çıkar gruplarının oluşturduğu ve taşımalı bindirilmiş kıtalarla 81 ilden gelen üyelerin iki takım taraftarı gibi Genel Bşk. Ady.ları ile diğer konuşmacıları karşılıklı yuhalamaları ve yapılan konuşmaları engellemeleri son derecede çirkindir. Bu tür uygulamalar partimize yakışmamaktadır ve bir an önce gerekli uyarılar yapılmalıdır.
4. Sonuç olarak, CHP ‘nin geleceğe yönelik olarak izlemesi gereken siyaset ve strateji ile önemli konuları aşağıdaki şekilde değerlendirebiliriz;
- Halen üyesi olmaktan onur duyduğum partimizde aklın ve bilimin hakim olduğu, yeni seçilen parti yönetiminin, bir an önce partide başlatılan tüzük ve program çalışmaları kapsamında değişim ve değişiklikleri yaparak, tespit edilen aksaklık ve sorunların giderilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda partiye üye olduğum günden itibaren partide tespit ettiğim tüm aksaklıkları içeren yaklaşık 100 sayfalık yazdığım kitabımdan özet çıkararak, ilgili Gen.Bşk.Yrd. lığına verdim. Umarım ben ve benim gibi bu katkıları sağlayan kişilerden yararlanırlar.
- Bu Kurultayda Gen.Bşk.lığı bırakan ve 13 yıl bu görevi yapan Sn. Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili bazı düşüncelerimi de belirtmek istiyorum. Kendisinin bu göreve gelirken önceki dönem Gen.Bşk. olan Deniz Baykal’a dış güçler tarafından yapılan kumpas ile gelmesi büyük çalkantılara neden olmuştu. Hatta kendisi hakkında Soros orijinli TESEV ve FETO operasyonu destekli olarak göreve geldiği söylendi. Ancak ben daha emekli olmamıştım ve Ankara’da iken Melih Gökçek’e yönelik dosyaları ortaya çıkararak basın ve medyada çok ünlü olmuş ve bir dürüstlük ve ahlak abidesi bir kişiliği olduğu imajı yayıldı. Ben önceki CHP yönetiminin seçimlerde baraj altında kalması ve uzun yıllar süren başarısızlığı nedeniyle CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında başarılı olacağına ve artık kesin olarak iktidara geleceğimize ben de ve tüm CHP üyeleri inanmış ve bir umut yaratmıştı. Bu arada eğer seçimlerde başarısız olursam istifa ederim demişti. Ama bu sözünü tutmadı
- Parti örgütlerinde mezhepçilik ve etnik köktencilik yapılmasına engel olamadı ve özellikle ayrışmaya neden olabilecek “ Ben Dersimli Kemalim” ve seçimlere iki ay kala “Ben Aleviyim “ vb. sözler etmesi olumsuz etkiler yaptı. Ben Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkelerini benimsemiş bir kişi olarak Atatürk’ün 36 etnik unsuru “ Ne mutlu Türküm diyene “ diyerek birleştirmesi, asla din, mezhep ve tarikatlara kapalı olması içimizde huzur ve refahı sağlamıştır. Alevi canlarımız ( bazı etnik bölücülük yapanlar hariç ) Atatürk’e ve cumhuriyete olan bağlılık, saygı ve sevgileriyle Cumhuriyetimizin sigortasıdır. Bir diğer olumsuz düşünce olarak Atatürk’ün kurduğu bir partide hiçbir liyakatli, üst düzey hiçbir asker üyeyi milletvekili ve Belediye Bşk. lığına aday göstermemesidir. Ben de milletvekili adaylığım esnasında bazı Gen.Bşk.Yrd.larıyla yaptığım görüşmelerde bu konuda çok üzgün olduklarını bana söylemişlerdi. En çok üzücü olanı da Parti yürütme organı olan MYK’sında Türkiye’nin coğrafi konum olarak jeopolitik ve jeostratejik bir bölgede olmasına rağmen, Dış politika ile Milli Güvenlik ve Milli Savunmadan sorumlu bir diplomat ve asker Gen.Bşk.Yrd.nın olmamasıdır. Bu aksaklıklar aydın ve Atatürkçü üyelerde partinin sorgulanmasına neden olmuştur.
- Değişim için gelen parti yönetiminin Kılıçdaroğlu tarafında bugüne kadar yönetimde olan ve Kurultayda arkamdan hançerlendim dediği kişilerden oluşması bir endişe yaratsa da halkımızın derdine derman olacak şekilde, en kısa zamanda yeterli ve gerekli değişimleri yaparak halkımıza umut olurlar. Çünkü halkımız inanın büyük çaresizlik içindeler. Verdiğim tüm konferanslarımda söylediğim gibi Türkiye’deki sorunların demokratik yollardan çözümü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası , CHP’nin tek başına iktidar olması ile mümkündür.
- Aslında burada yazılacak o kadar çok aksaklıklar ve yaşanan sorunlar var ki, ne yazık ki yurttaşlarımız uzun yazıları okumayı sevmiyor. Bu nedenle kısa bilgiler vermeye çalışıyoruz. Sağlıcakla kalınız.
Kemal KARAKUZEY
Tarihçi, Yazar ve E. Albay
CHP Antalya 27 ve 28’inci dönem Mv.Ady.A.