ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE

Kıbrıs Barış Harekâtının 46'ncı Yıldönümü

* Değerli dostlarım ve insan sevgisi odaklı Atatürk Sevdalısı yurtsever kardeşlerim hepinize merhaba. Size yürekten selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bugün Ülkemiz ve yavru vatan Kıbrıs’ımız için çok önemli ve tarihi bir olayı Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46'ncı yıl dönümünü büyük bir mutluluk ve kıvançla kutluyoruz. KKTC Antalya Başkonsolosluğunun yoğun ilgisi ve daveti ile geçen yıl Cumhuriyet alanında “ KIBRIS BARIŞ HAREKATI” nın 45’nci yıldönümünü büyük bir coşkuyla Antalya Cumhuriyet alanında kutlamış ve anmıştık. Bu yıl anma törenleri ne yazık ki salgın hastalık nedeniyle coşkulu bir şekilde yapılamıyor. Genelde de son yıllarda yapılan Çelenk koyma ve anma etkinliklerine ve törenlerine de çok az bir katılım olmaktadır. Bizim için ulusça çok değerli ve gurur duyacağımız bu tarihi günler sanki bilinçli olarak önemsizleştirilmeye ve unutturulmaya çalışılıyor gibime geliyor.

* Bu bağlamda yaşamımda büyük yer tutan Kıbrıs ile ilgili anılarımı ve Türkiye açısından siyasi ve stratejik önemini sizlerle paylaşmak istiyorum. Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan Kıbrıs adası Doğu Akdeniz’in kontrolü bakımından siyasi, ticari, askeri ve dini bakımından çok büyük bir stratejik öneme sahiptir. Anadolu’nun güneyinde Türkiye’ye uzaklığı 65 Km. ve Yunanistan’a uzaklığı ise 770 Km.dir.  Genelde ülkemizde adı Yeşil ve Cennet ada ile Yavru Vatan olarak da adlandırılır. Rumlar tarafından büyük bir zulme ve insanlık dışı davranışlara maruz kalan Kıbrıs Türk halkının ve Rumlar tarafından oldu bitti ile Yunanistan’a bağlanmak istenen        ( ENOSIS ) Kıbrıs’a 20 Temmuz 1974 tarihinde Kahraman Türk Ordusunun kara, hava , deniz, uçar birlik, hava indirme ve amfibi harekatlarının birlikte yapılması ile baskın tesiri ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş ve harp tarihine örnek bir harekat olarak geçmiştir. Bu Zaferin dünyada büyük yankıları olmuş ve Türkiye ambargolarla karşılaşmıştır. Halen her iki toplumun varlığını esas alacak şekilde bir barış tesis edilemeden toplumlar iki ayrı devlet olarak yaşamaya devam etmektedir

*  Ben bu harekatı Antalya Lisesi 2 nci sınıfta evimizde savaş psikolojisi ile yaşadım. Tabi ki Türk ordusu bu harekatın yapıldığı dönemde çok güçlü idi. Daha sonra Türk ordusunda Üsteğmen rütbesiyle 1983-1985 yılları arasında Kıbrıs’ta görev yaptım ve 15 Kasım 1983 yılında KKTC nin bağımsızlığını ilan etmesini ve Cumhuriyeti kurması onurunu Kıbrıs halkı ile birlikte yaşadım ve ilk çocuğum olan oğlum 14 Ocak 1984 yılında Lefkoşa da doğdu ve Üniversiteyi de Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde okudu. İlk kurucu Cumhurbaşkanı Değerli Atatürk sevdalısı Raif Rauf Denktaş ile harika anılarım oldu. Türk toplumunun lideri Fazıl Küçük beyi de çalıştığı gazetesinin önünde tahta bir sandalyede otururken görme şerefini yaşadım. Ancak kendisiyle konuşmadığım için hala çok üzülürüm. Daha sonra birçok ziyaretler yaparak Kıbrıs adasını tarihini ve kültürünü çok iyi tanıma fırsatı buldum. Sizlere aktaracağım harika anılarım var. Kıbrıs hakkında çok yararlı dokümanlar hazırladım. Kıbrıs’a seyahat etmek isteyen dostlarım benden bu dosyayı alarak giderlerdi.

* Yüce önder Atatürk’ün Türk Ulusuna ve siyaset adamlarına mutlaka elde bulundurulmalıdır dediği ve vasiyet ettiği gibi Kıbrıs’ta çok uyanık olmalıyız. Bu harekata emeği geçen başta tüm komutanlarımıza ve silah arkadaşlarıma, Kıbrıs Türk mücahitlerine, şehit ve gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Ruhları şad olsun. Bu harekâtın yapılmasına cesaretle karar veren ve diplomasinin bütün safhalarını başarılı bir şekilde uygulayan başta Bülent Ecevit ve tüm devlet erkân’ı ve askeri komutanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

*  Ancak savaşta kazandığımız büyük kazanımları gaflet ve dalalet içindeki beceriksiz ve bilgisiz siyasetçiler yüzünden bu kazanımlarımızı masada emperyalist güçlerin etkileriyle kaybetmekteyiz. Çok yazık ki halkımız ve gençlerimiz konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmayıp ve duyarsız davranmak suretiyle bu konuya gereken önemi vermemektedirler. Okullarda ise bu tarihi bilgiler verilmemektedir. Örneğin bugünkü gençlerimiz 1964 yılında Rumların adada uyguladığı katliamları durdurmak için yapılan caydırıcı uçuşları yaparken uçağı Kıbrıs Rum tarafına düşmesi sonucunda işkencelerle şehit edilen ve bugün şehirlerimizde okul, cadde ve parklara adı verilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’i tanımamaktadırlar. Kıbrıs Türk toplumu çok büyük acılar çektiler. Tarih ne yazık ki aynen tekerrür etmektedir. Geçen yıllarda Antalya’da Türk-Yunan İlişkileri ve Kıbrıs sorunu hakkında konferanslar vermek suretiyle halkımızı bilgilendirmeye çalışmıştım. Gerçekten izleyenler bu konulardaki yapılan hataları ilk defa duyduklarını söylediler. Umarım gelecekte aynen 1908 yılında Girit adasının elimizden alındığı gibi kötü ve üzücü olayları yaşamayız. Saygılarımla sağlıcakla kalınız.

 

Yayın Tarihi
21.07.2020
Bu makale 1100 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!