BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Yaşam Bir Sınavdır…

Her insan, yaşanmışlıklarıyla baş başa kaldığında bir “öz değerlendirme” yapmaya başlar. Yaşadıkları / yaşayamadıkları; söyledikleri / söyleyemedikleri; düşündükleri / düşünemedikleri; başarıları / başaramadıkları… vs diye devam eden bir zincirleme değerlendirme olur…

Her kime sorarsanız, kendince, yaşamının bir “roman” olabileceği noktasında birleşirler… Aslında her birey, hayatı bir “roman olsun” diye yaşar… Bu süreçte pek çok zorluklarla karşılaşılır; acılar, kırgınlıklar, zorluklar, özlemler yaşanır… Ama bu zorluklar insanın yaşamının eğiticileridir; en azında birey olarak öyle kabul ederim, etmek gerektiğine inanırım... Kanımca; bunlar, insanın hayatında olması gerekenlerdir, olmasaydı acılar, zorluklar, özlemler eksik kalırdı yaşanmışlıklar ve yaşamlar…

 

Hayatta karşılaşılan zorluklar ve bazen de imkânsızlıklar; insanın hayata bağlanmasını, zorlu bir mücadele için başarı hedefine yönelimini ve hayata tutunmayı sağlar…

 

Önemli olan hayatın güçlüklerini yenip başarıya ulaşmaktır…

Portakal kabuğunun süs olarak yakalara asıldığı, kepek yastıklardan arta kalan bulgur kepeğini “ekmek” yapıp yavrularını açlığını bastıran ana yüreğinin çektiği sıkıntılar düşünüldükçe, ekmek-zeytin-peynir gibi şikâyetler ya da “yokluk” kabul edilen yaşam biçimleri “süper lüks hayat” olarak algılanmalıdır…

 

Bu zor günlerin yaşanmışlığı sonucu verilen hayat mücadelesi insanı nasıl olgunlaştırdığını da çok iyi bilen ve yaşayan insan olarak acıların, kırıkların, özlemlerin verdiği sızı kadar, olgunluğu da bilen, tadan insan olarak hiç yadırgamıyorum benzer söylemleri...

 

İnsanı olgunlaştıran, hayatın çilesinde kavuran, insanı bir lokma “kavruk yapan” olaylardır bunlar… İnsanı; bu çilelerden, zorlardan sonraki hayatın alkışına hazırlar; sağlam ayakla yere basmasını sağlar… Bu durumları yaşarken insan, çok farkında olmaz ama çok iyi güçlenir, direnci artar, mücadele azmi büyür…

 

**

İşin özeti şudur bana göre; hayat iki faktörle vardır ve onunla devam eder; zorluklar ve kolaylıklar…

 

Zorlukları yenmek için kimi mücadele eder, kimi de “pes” eder…

Pes etmek ya da mücadele ederek zorluklara direnmek, doğumdan sonra ya da yaşarken mektep ve medresede öğretilen şeyler olmadığını biliyoruz; onlar hayatın içinden, hayatı öğrenerek öğrenilir, direnmek ve başarmak vardır pes etmeyenler için…

 

Bunun kaynağı bireyin oluşumu, tabiatıdır…

Bu doğal direnmenin kaynağı bireyin kendi varlığından güç almasıdır; örneğin yaşadıklarından, hayatı sevmekten, hayata bağlı olmaktan, hayatın değerini bilmekten, insan olarak insana neden yararlı olmak durumunda olduğunu bilmekten, en önemlisi sevgiyle yüklü insan olduğunu idrakten kaynaklanan bir direnme gücü…

 

Şüphesiz ki insanlar bunun farkına varmadan hayatın içinde sağladığı kazanımlar da vardır… Sonuçta bunları yaptığınızda sizin çok “cesur” ya da yapamadığınızda da çok “korkak” olduğunuzu göstermez…

 

Birey her yaşta hem cesurdur hem de korkaktır…

Her şart ve durumda zorluklarla karşılaşması kaçınılmazdır…

Birey her hal karşısında bilinçli olarak ve kararlılıkla zorluklara karşı önlem alıyor ve geliştirtebiliyorsa ve bu kararlara sadık kalabiliyorsa zorları da kolay aşar…

Hayatın ilkelerle yaşanıp başarıya ulaşılması bunun temel çizgisi…

Birey, hayatın zorları karşısında kararlı ise, belli ilkeleri varsa ve “olmazsa olmazlar” sıralamasını iyi başarıyorsa, karşısındakinin ilkelerine ve doğrularına göre daha avantajlı durumda olur…

Çünkü bireyin verdiği mücadele aslında çok aşamalı ve çok engelli bir yarış, bir sınavdır…

Bu ilkeli kararlılık, bireyi her zaman sınavı başarıya yeterlidir…

Benim düşüncem ve kanım bu merkezdedir…

Ya sizin ki?...

 

R. Demir (www.r-demir.com)

Yayın Tarihi
04.12.2012
Bu makale 10428 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!