Yıl 1966 da kuruldu malumunuz Antalyaspor.
Gel zaman git zaman şehrin ileri gelenleri Başkanlık yaptı.
Hepsi, bu kenti sevenler ve ekmeğini yiyenlerden kurdu Yönetimini.
Farkında iseniz satır içinde Başkan ve Yönetim kelimelerini büyük harfler ile yazıyorum, çünkü onlar şimdiye kadar fedakarlık yapan kişiler idi.
Hepsi hakkında bu kent geriye dönük hiçbir şekilde kötü bir kelime etmemiştir. Bilhassa minnet duymuşlardır sahip çıktıkları için.
Geçmiş zaman oldu ki bu kentin tek takımı olan Antalyaspor, defalarca 1.nci lige çıkıp düşmesine rağmen ve hatta 2.nci ligden düşmesine ramak kala bile bu denli ihanete rastlanmamıştır.
Kayyum tehlikelerine bile düşmeden devirlerinin Şehremini olan Belediye Başkanları sahip çıkmıştı bu kulübe.
Bir kentin Şehremini demek, en güvenilir, en yetkili kişisi demektir.
Şimdi ise geçen dönemde yanlış tercih edilen bir yönetim ve sözde başkanla, güven sarsıntısı geçiren Dernek ve Vakfın da kanaatleri doğrultusunda kanan bir Şehreminin, yine acele ile A.Ş’yi bugün ki acemiler mangasına teslim etmesi ile şehrin ihanete uğramasına neden olmuştur.
Büyük banka kredileri çekilerek yapılan gereksiz transferler hem takımın gidişatındaki olumsuzlukları yaratmış hem de çok büyük aylık giderler yüzünden geleceğine ipotekler koydurmuştur.
Takımın asıl sahibi olan Dernek ve Vakıf ise büyük kulüplerin yaptığı gibi A.Ş’yi her ay veya kısa vadelerde Mali denetimlere çağırmayarak adam sendecilik tavırlar ile bugünlere kadar gelmesine neden olmuşlardır...
Başkanlardan oluşan Divan İcra kurulu ise son toplantısında hala daha bu ciddi tehlikeyi görmeyerek güven oyu vermiştir.
Bugün ki durumda suçu dışarıda arama yerine, şapkayı masanın üstüne koyma ve görünen keli kapatma zamanı değildir.
Bu kentin bu günkü Şehremini olan Menderes TÜREL duruma el koymakta gecikmemelidir. Kentin tecrübeli spor adam ve yöneticilerini toplayıp fikir alıp gereğini hep beraber yapmalıdır.
Geçmişte küme düşüren diğer bir Belediye Başkanı gibi tarihe geçmemelidir kanımca.
Bizden geçmişi hatırlatmak ve uyarmak düşer.