Bir deyim vardır, “At sahibine göre
kişner.”
İşte bu sene ki Antalyaspor da öyle.
5 hafta oldu yine diplerde çakılıyız.
Eski hastalık devam ediyor.
Teşhis “Ruhsuzluk.”
Başkan Gencer’in hafta içinde ki demeci ise
ilginç.
Futbolcuların davranışları “şahsına ve
yönetimine karşı haksızlık” imiş.
Sormak lazım başkan efendiye.
Tribünleri dolduran, deplasmana giden
taraftarlara ve kent halkına karşı sorumsuzluk olmuyor mu?
Bak Başkan, kavrayamadığın bir şey var.
Bu kentte tüm spor köşe yazarlığı, yerel
TV’ler de yorumculuk yapan herkesin dilinde tüğ bitti.
Orta sahaya, biri defans diğeri ofans
ağırlıklı iki kişi lazım diye.
Sen ne yaptın, gönderdiğin iki yabancıyı
geri getirdin.
Bu beceriksizlik, bu iş bilmezlikten başka
bir şey değil mi?
Onun içinde bu takımın ederi de budur.
Kendi deyiminle Akıncıoğlu’ndan kalan
“ganimeti” yiyip bitirmeden bırak.
Senden bir şey olmaz.
x x
x x
DERNEK
YÖNETİMİNE DE…
İki çift lafımız var.
Üç büyükler dahil olmak üzere kurumsallaşan
takımlar, her ay Mali Divan Kurulu yapar, siz bu denetimleri en büyük hisseye
sahip olarak, yapıyor musunuz acaba?
Esas sorumluluğun sizde olduğunun
bilincinde misiniz?
Bugün Antalyaspor, şuan ki tesislerinden
kapı dışarı konulduğun da, Antalyaspor yine otel odalarına mı dönecek?
Dernek hedefi, şirketteki hisselerin
değerine sahip çıkıp, yükseltmek, sermayesini tesis yapımına dönüştürmek
olmalıdır.
Kısacası bu kentin takımını sahiplenmektir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise
dernek üyelerinin yeniden yapılanması.
Siyasi yapılanma uğruna Dernekten çıkarılan
eski üyelerinin, itibarlarını geri iade ederek, Yönetim kurulu kararı ile geri
alınmasını sağlamaktır.
Buda Derneğe, taraftar sevgi, saygı ve
ilgisini yeniden kazandırmaktır?