Sosyal devlet olmak kolay değil.
Sözde, günümüz devlet anlayaşında var gibi gösterilip, seçimler öncesi belediyelere de sırayet ettirilerek bulaşıcı virüs haline dönüştürülen kandırmacalar zinciri.
Güncel hayatta bedava kömür dağıtmakla başlayan, gerekirse bedava soba dağıtmağa kadar gidebilecek sinsile.
Kimine göre bedva sirke baldan tatlı, kimine göre zaten vatandaştan alınan geri veriliyor, kimine göre de her zamanki gibi seçim yatırımı.
Ama gerçek olan tek şey var, oda kent insanına solutturulan metozori zehir.
Sorarım size, nerede kaldı dumansız hayatlar kampanyası?
İşte tablo da görünen sisli, puslu, isli Antalya.
Ülke de ise yine aynı. Doğalgazın en yaygın olduğu Ankara, İstanbul ve diğerleri.
Akıbet, seçim zamanı kömüre teslimiyet.
Gelecekte ise Akciğer kanser vakaları.
Yazık hemde koca bir yazık. İnsan hayatı ile oynayanlara.
Hemde dağıttıkları kömür çuvalları kadar yazık.
ŞANTİYE ve TRAFİK
Toplu taşımacılık uğruna inşaat şantiyesine dönen metropol ve turizm başkenti Antalya.
Güzergahları bile tartışmaya açılmadan oldu bittiye getirilen hafif raylı sistem.
Böylemi olmalı, kentin tarihi merkezinin geleceğini ipotek altına almak.
Doğudan batıya, güneyden kuzeye giderken, hergün değişen yollar yüzünden kent yaşayanını psikolojik çöküntüye sokmak.
Üstüne üstlük yanlış projelendirmeler yüzünden arap saçına dönen alt geçitler ve tali yollar.
Yağmur da yolların çekmeyen drenaj kanalları.
Bu nasıl yatırımlar zinciri, bu nasıl katrilyonluk hizmet maliyeti.
Elbet birileri birgün, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı inşaat birim fiyatları üzerinden hesab soracaktır.
Görünen odur ki, yakasından tutsan paçası, paçasından tutsan yakası elimizde kalan bir ANTALYA.
TURİZMDE İSE…
O da hasbelkader özel sektör desteği ile gidiyor.
Nasıl mı gidiyor?
Onu ne siz bana sorun ne ben söyleyeyim.
Rakip ülkelerde olduğu gibi, her yıl tanıtım bütçesi arttırılacağına bilhassa düşürülüyor.
Sebeb, her yıl turist artışı oluyor ya. Ne gerek var tanıtım bütçesini artırmaya.
Üstüne üstlük bir de kültür ve tarih değerlerine hiç mi hiç önem verilmiyor.
Al sana en yakın çarpıcı örnek.
Antalya’nın döviz basan ören yeri Demre ve orada ki St Nicolas(Noel Baba).
Bakan görüşüne göre yalın ayak başı kabak bir heykel tasvir ediliyor ve oraya dikiliyor.(Aziz kimliği, ziyarete gelen ve gelecek Ortodoks inancı hiçe sayılıyor.)
Hala daha THY, Avrupa başkentlerinden Antalya’ya direk sefer koymuyor.
İstanbul bağlantısı ile gelenler buraya yazılsın, burası daha çok nemalansın diye.
Neymiş efendim, pasaport ve güvenlik açısından İstanbul daha uygun diye.
Neden mi, yine İstanbul lobisi ve yine aynı zihniyet.
Gün ola devran döne
Elbet birgün bu zihniyet değişir.