Yabancının kayıt dışı “Devre mülk” turizmi!

Yabancı, satın aldığı apartman dairesini veya villasını “Devre Mülk” gibi kullanıyor. Alanya, Fethiye, Didim, Marmaris, Kaş, Kalkan ve Bodrum'da gayrimenkul satın alan yabancılar, sadece dairesini kiraya vermekle yetinmiyor! Yeni bir förmül daha buldular! Daireleri, villaları internet üzerinden şahsen veya emlakçiler vasıtasıyla pazarlayarak, otel gibi çalıştırmaya “butik” tarzında işletmeye de başladılar. Türkiye'de emlak fiyatlarının son yıllar da yüzde 30 arttığı dikkate alındığında, yabancılar Alanya’nın deyimiyle “Yeni Alanyalılar” mülklerinin hem değerleri artıyor aynı zamanda da villalarını başkalarına da kiralayarak önemli bir gelir elde ediyorlar.
Akdeniz ve Ege sahillerinde küçük bir depozito peşinat ile düşük bir fiyattan mülk alınabiliyor.20008 yılının başlarında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'yi ziyaret eden turistlerin yüzde 14'ünün kendi evlerinde konaklıyor… Bu sonuç otellerin doluluk oranlarına bakıldığında hiç şaşırtıcı gelmiyor…

YABANCININ VİLLALARI DOLDUR-BOŞALT ÇALIŞIYOR!
Alanya’da Alman ve İskandinav, Fethiye, Kaş ve Kemer’de çoğunluğu İngilizlerden oluşan yabancıların satın aldığı villalarda gizli turizm yapıldığını bilmeyen var mı acaba? Esnafın yakasına yapışan maliye, neden bu “haksız kazança” engel olmaz? Fethiye’de 2 bin 300, Kaş’ da 750, Kemer’de 800 villanın doldur-boşalt sistemiyle devre mülk gibi çalıştırıldığı, hatta yabancıların yerel gazetelere “Kiralık” ilanı bile verdikleri “sağır sultanlar” bile biliyor. Fethiye deki otelciler haksız rekabet yaratan bu kayıt dışı ekonomiden son derece rahatsız olduklarını dile getirmişlerdi. Acaba Alanya havzasında (Demirtaş-Okurcalar arası) durum ne âlemde? Yabancıya gayrimenkul satışının hızlandığı şu günlerde, “gizli ve kayıt dışı devre mülk turizmi” için, Yetkililer kafasını kuma sokmuş devekuşu gibi “kanser” olmuş bu sorunu görmezlikten mi geliyor? Bu durum turizm adına olumlu mudur? Yoksa son derece olumsuz mu dur?
ALTSO İSTATİSTİK YAPMALI
5 odalı, havuzlu, barlı villalarda kalanlar sürekli değişiyor. Balkonlarından anlıyoruz “anadan üryan” balkona çıkıp güneşlenenler ayrı tipler!… Villalarda trafik maşallah çok yoğun! Gelenlerin adını soruyoruz. “Eş, dost, akraba” diyorlar. Yani bizim yabancılar misafirperverlikte biz Türkleri çoktan “sollamış” ve de geçmiş görünüyor!
Bu zevatlar işi o derece ileri gitmişler ki… Çevrelerini de kendi yaşam tarzına uygun hale getirmişler… Sadece kendilerinin alışveriş ettiği yabancı süpermarketlerden, fırın, pastane, kasap, cafe ve restoranlardan sonra… Fethiye, Ölüdeniz, Hisarönü ve Ovacık’taki restoran, kafe, bar, otel ve pansiyonlar isimleri, müzikleri ile bir İngiliz kasabasına aitmiş gibi duruyorlar! Hani biz özgün Türk turizmi kültürü velhasıl kendi kültürümüz ağırlıklı “turizm” yapıyorduk? Bu bölgede 2000 villada yapılan “Kayıt dışı ve gizli turizme” herkes alışmış görünüyor! Maliyecilerde alıştı herhalde…
Acaba Alanya’daki “gizli ve kayıt dışı devre mülk turizmi” yapanların sayısı kaç? Herhalde biz de alıştık! Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) ’nun, her ay kapatılan işyeri sayısını verdiği gibi gizli turizme başlayan yabancı mülk sahiplerine ilişkin istatistiği de vermesi gerekiyor. ALTSO bunu yaparsa kamu hizmeti görevini daha iyi yapmış, turizm esnafını ve otelciyi birazda yetkilileri aydınlatmış olur.
OTELCİLER EMLAKÇILIĞA DA BAŞLADI!
Alanya havzasında arazisi olanlar yabancılara satmak için yarışıyor, emlakçiler ise ağırlıklı olarak yabancıya yönelik çalışmaya devam ediyorlar… Otelcilik, dolayısıyla konaklama sektörü ile gayrimenkul sektörü iç içe geçmiş, otelciler emlakçiliğe başlamışlar. Hayırlı olsun onlara, kendi kuyularını kazdıklarının farkında değiller… Bazı “anlı ve şanlı” otelciler artık, gelen yabancı konuklara yer beğendirmek için emlak turları düzenliyorlar. Hayırlı, uğurlu olsun! Turizmimize, vatanımıza, milletimize! Turizmciliği, otelciliği, emlakçiliği bir arada yürüten, kendi kuyusunu kazanlara hayırlı olsun!