Antalya çevre düzeni planı iptal!

2007 yılından beri tartışılan, içerdiği tutarsızlıklar nedeniyle konuyla ilgili bir takım STK örgütleri tarafından planın iptali için yargıya götürülen  Antalya-Burdur Çevre Düzeni Planı’nı Bakanlıkta kurtaramadı. Danıştay, 2009’da bakanlıkça onaylanan planın iptaline karar verdi.

Kamuoyuna da yansıyan haberlere göre Danıştay, Çevre ve Orman Bakanlığı’nca 03.09.2009’da onaylanan ve Isparta’nın kapsam dışı bırakıldığı 1/100.000 ölçekli Antalya-Burdur Çevre Düzeni Planı’nın iptaline karar verdi. Bakanlığın ilk olarak 24.07.2007 onayladığı ancak açılan dava üzerine Danıştay Altıncı Dairesi’nin ‘yürütmeyi durdurma’ durdurma kararı verdiği Çevre Düzeni Planı, aynı yılda Çevre Düzeni Planları Dair Yönetmeliği’ne dayandırılarak bu kez 03.09.2009 tarihine yeniden onaylanmıştı. Hazırlanan yönetmelik çerçevesinde yapılan değişikliklerle açılan davanın devamında Bakanlık, Mimarlar Odası Antalya Şubesi’nin açtığı ikinci davayı kayıp etti.

DANIŞTAY: ‘PLAN MEVZUATA UYGUN BULUNMAMIŞTIR’

Danıştay ın 30.05.2012 tarihinde oy birliğiyle aldığı kararda, kamu yararına uyarlık görülmediğine dikkat çekilerek, “Ekolojik kararların bir arada düşünülmesine olanak veren, strateji ve politika oluşturan bir plan niteliğinde bulunmadığı, sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke ve strateji üretmediği, strateji planından daha çok alt ölçekli planların konusuna girebilecek alanların yansıtıldığı görüldüğünden anılan plan bu açıdan mevzuata uygun bulunmamıştır denildi.

ISPARTA’NIN PLANA ALINMASI ZORUNLULUKTUR

Mimarlar Odası’nın iptali istenen planla ilgili dava dilekçesinde şöyle deniliyor: “Antalya Kent Merkezi ile ekonomik ve sosyal ilişkisi olan, Antalya’nın yeraltı ve yer üstü su kaynakları besleme havzası üzerinde bulunan Isparta’nın plan kapsamına alınması gerekirdi. Isparta’nın Antalya ile ekonomik ve sosyal ilişkisi göz ardı edilemez. Bugün birçok Ispartalının Antalya’da birçok Antalyalının da Isparta’da ikinci konutu bulunmakta. Diğer yandan Isparta; Antalya’nın sulama suyu ihtiyacını karşılayan ve gelecekte içme suyunu da sağlayacak barajların ve yine yeraltı su kaynaklarını besleme havzası üzerinde bulunmaktadır. Antalya ile olan bu ilişkiler dikkate alınmadan yapılan planlarda, yatırımların yanlış yer seçimleri, Antalya’nın hem tarımsal üretimini, dolayısıyla ekonomisini olumsuz etkileyecek, hem de insanların sağlığını olumsuz etkileyecektir. Bu ve benzer nedenlerle, gerek ekonomik ve sosyal, gerekse yaşamsal ilişki içerisinde olan Isparta ilinin de planlama alanı kapsamına alınması bir zorunluluktur.”

ÜÇ İL BİRLİKTE PLANLANMALI

Danıştay Altıncı Dairesi’nin bilirkişi raporunu da dikkate alarak verdiği iptal kararında ise Antalya, Burdur ve Isparta illerini kapsayan alanın coğrafi, sosyal, ekonomik, fiziksel özellikler açısından benzerlik gösterdiğine dikkat çekilerek şöyle denildi: “Antalya-Burdur-Isparta illerinin ise  istatistikî düzey sınıflandırmasında beraber yer aldıkları gibi aynı su havzasında bulundukları, plan açıklama raporunda üç ilin birlikte planlanmasının gerekçelerinin Isparta’nın il dışında bırakılıp sadece Antalya-Burdur ilini kapsar şekilde bir planlama yapılması uygun bulunmamıştır.”

PLANIN ALANYA’YA ETKİSİ NE OLUR?

Konuyla ilgili olarak 2005-2007 yılları arasında konu Mimarlar Odası Alanya Temsilciliğinde benim başkanlık yaptığım dönemde ele alındı… Gerekçe Mimarlar Odası Antalya Şubesinin bizden Antalya-Burdur çevre düzeni planına bakış açımız ve önerilen Antalya-Burdur-Isparta çevre düzeni planı için görüşümüzün sorulmuş olması idi.

Konuyla ilgili olarak temsilciliğimiz bir komisyon oluşturmuş bu komisyonun başına da Mimar Şehir Plancısı Ali Osman Şahin’i getirilmişti… Komisyonun yaptığı çalışmanın sonucunu gösterir bir rapor hazırlanmış ve bu rapor bir ön yazı ile birlikte şubeye gönderilmişti…

Anımsadığım kadarıyla biz bu raporu çok eksik bulmuş… Alanya Havzasının(Demirtaş’tan Okurcalar’a kadar) pek dikkate alınmadığını ve hangi noktaların havzamızda plan bütünlüğü açısından ele alınmasını gerektiğini raporumuzda belirtmiştik… İfade etmem gerekir ki… Bu raporun hazırlanması ve sunulmasında meslek büyüğüm ve üstadım Ali Osman Şahin’in katkılarını gerek ALANYA Havzası gerekse plan bütünüyle ilgili düşüncelerinin katkısı muhakkak bu planın iptal olunmasında gerekçe olmuştur… Kendisine bir kez daha teşekkür ederim…

İŞTE BU NEDENLE DAHİ ALANYA, ANTALYA’YA BAĞLANMAMALIDIR

Kimilerine göre Büyükşehir yasası, kimilerine göre “bütünşehir yasası” bana göre de bu “eyaletleşme yasası”…hiç bir şekilde planlanmamıştır… Tamamen siyasi kaygılarla, ön görüsüz bir şekilde çıkarılmaya çalışılmaktadır. Özellikle turizm bölgelerinde bir bütünlük yaratılmaya çalışılıyorsa, bunun yolunun siyasi olmaması gerektiği gün gibi açıktır. Yapılması gereken öncelikle çevre düzeni planları, nazım imar planları ve uygulama planları turizm, çevre,altyapı ön planda tutularak yeniden yapılması gerekliliğidir.

ANTALYA ÖNCE KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKSİN!

Antalya özeline gelindiğinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın “bu yasanın bize verdiği yetkinin gereği olan Alanya ve Kaş’a bizim hizmet götüreceğimizi söylemek oldukça zor hatta olanaksızdır” düşüncelerini toplumla paylaşırken, yeni ilave olarak benim söyleyeceğim daha çevre düzenini beceremeyen Antalya, Alanya’yı nasıl planlayacak ve takip edecek imar hareketlerini ve gelişmelerini nasıl öngörecek?  Ben merak ediyorum… Bana göre Antalya önce kendi söküğünü dikmeli… Biz Alanya olarak kendi söküğümüzü dikeriz…18 Ekim 2012 Mimar Burhan Taneri

Yayın Tarihi
19.10.2012
Bu makale 6306 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!