İtibarı, şerefi, haysiyeti ve onuru ile çıkmak zorunda.
Komşuların iç savaşları yüzünden çok sığınmacı alan bu ülke, dış güçlerce
kendi içinde yaratılan Kürt sorununu çözemezken, nasıl bir ağır yükün altına girdiğinin farkında değil.
Irak’tan sonra bir de Suriyeli göçmenler çıktı başımıza.
Hem sınıra gelip çaresizce sığınıyorlar, hem de sınırda ki Askerimize taş atarak saldırıyorlar.
Asker’de, TV önünde hükümet emirleri gereği hiç bir şey yapamıyor.
Pazar günü görsel medya da yayınlanan görüntülerden sonra lanet okumamak elde değil.
İnsanlığa, merhamete bu mu yapılmalıdır dedirtiyor insana.
Sınır da Suriyeliler taş atıyor, asker kalkanların arkasına sığınıyor.
Ne göz yaşartıcı bomba, ne de plastik mermi kullanıyor Askerimiz.
Anca polis, kullanır protesto yürüyüşü yapan kendi vatandaşlarına.
Ayıplar olsun, yazıklar olsun, Askeri o çaresiz hale düşürenlere.
Kimdir ya bu sığınanlar da, bu imtiyaz veriliyor.
Kendi ülkesinin toprağına sahip çıkamayan kaçan bu korkaklar, kimdir?
Alıyorsun sınırdan içeri, kamplar kuruyorsun, yedirip içiriyorsun, sonra nankörlükle karşılaşıyorsun, Askerinin itibarını iki paralık ediyorsun..
Nasılda ifade ediliyor, televizyonlarda Iraklı kardeşlerimiz, Suriyeli kardeşlerimiz diye. Meğerse Osmanlı’nın bildiği, bizim bilmediğimiz ne çok kardeşlerimiz varmış orta doğu da!
Bir kafamıza yapmadıkları kalıyor.
Nerede yardım fonları, nerde yardım kuruluşları?
Ülke sınırı dışında kur tampon bölgeyi, baksın Birleşmiş Milletler.
Bizim, insanımız aç iken, sersefil yaşar iken kimsenin yükünü taşımaya mecalimiz yok beyler.