Çıktı her zaman ki gibi.
Hazırlanış ve şekil açısından yanlış, sektöre göre.
Sunulacak tebliğler özel sektör ağırlıklı olsa bile.
Başrol de, yanlı denetimci Akademisyenler.
Tebliğler önce, özel ve devlet üniversitelerden araştırma görevlileri, okutmanlar ile Yrd Doçentlerden oluşan bir kurulu tarafından noktası virgülüne, kelime sayısına kadar inceleniyor, ifadeler şu anki mevcut zihniyetlere göre uygun değilse geri gönderilerek düzeltin deniliyor.
Turizm sektörü bile olsa nerede fikir özgürlüğü, nerede demokrasi, nerede tecrübe, nerede mesleki gelişime açık fikir ve görüşler.
Daha sonra bu sözde bilimsel kuruldan geçen tebliğler, eğer siyasi iradenin fikir ve görüşlerine aykırı değilse, yani dümen suyunda ise bir üst kurula onaya çıkarılıyor.
Bu kurulda Editör ve yardımcıları ile Doçentler tarafından inceleniyor ve sansürlenmiş tebliğe sadık kalarak konuşmalarına lütfediliyor.
1’ncisi sizce 3.Turizm Şurası verimli geçmiştir.
2’ncisi sunulan tebliğlerin sonuç bildirgesi hazırlanmış mıdır?
3’ncüsü bu tebliğler yine eskisi gibi raflarda yerini mi alacak?
Değerlendirme ve yorumları size bırakıyoruz. Daha sonra“Dağın fare doğurduğuna” ise şahit olacaksınız.
Kültürümüzün tanıtımı ve Turizmimizin sürdürülebilir olmamasının nedeni tamamı ile siyasi iradenin dış politikada sert çıkışlar yüzünden kötü gidişata sebebiyet vermesinden kaynaklandığı vurgulanmalıydı bu şura’da.
Yıllardır, süregelen talihsizlik Kültür ve Turizm Bakanlığının başına mesleki bilgi ve tecrübesi olmayan kişilerin gelmesinden kaynaklanmaktadır.
Kültür ve Turizm sektörünün bacasız bir sanayi, maliyeti en düşük olan büyük bir ihracat kaynağı, sanayi ve tarımdan daha çok istihdam sağladığı, ülkenin ekonomik bütçesine döviz girdisinde % 39 katkı koyduğu unutulmamalı ve ciddiye alınmalıdır.
Türkiye Kültürü ve Turizmi, siyasi görüşlerin inişli çıkışlı olumsuz politikalarına, dengesizliklere ve meslek dışı yapılanmalarla yozlaştırmalarla dibe vurdurulmamalıdır….