Şeyden kırılganlık gösterir.
Yıllardır siyasileri bu konuda uyarmışızdır.
Dış basında ve ziyaretlerinizde dikkatli konuşulsun diye.
İşte bunlardan biri, Başbakan Erdoğan'ın 24 Mayıs'ta Köln'deki konuşması Alman basınında ve Alman siyasilerde olumsuz şekilde yankı buldu.
Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU)Parti sözcüsü Strobl, "Erdoğan, Köln'de bizim anladığımız anlamda ifade, basın ve gösteri özgürlüğü konusunda bir problemi olduğunu gösterdi" "Erdoğan gelmeseydi daha iyi olurdu" dedi.
Thomas Strobl, Erdoğan'ın Köln ziyaretinin ülkesindeki gerilimi daha çok Almanya'ya taşımasına vesile olduğunu ve bu durumun Avrupa içinde iyi ilişkiler için emek harcayan devletlere uygun olmadığını belirtti.
Frankfurter Allgemeine gazetesi, "Erdoğan göğsünü gererek, Alman basınına yüklendi, ülkesinde polisin protestoculara karşı uyguladığı acımasız şiddeti savundu ve asimilasyonsuz bir uyumdan yana olduğunu söyledi" ifadelerine yer verdi.
Focus ise haberinde, bazı okuyucuların "Erdoğan'ın adeta bir ülkesinin bir kolonisini ziyaret eder gibi Köln'ü ziyaret ettiğini" söylediklerine yer verdi.
RD'nin internet sayfasında "Türkiye Başbakanı yurt içi ve dışında Türkiye'yi eleştirenleri ülkesine zarar vermekle suçladı" ifadelerine yer verildi.
Dış basında, patlayan bu haberler, Türkiye’nin ve Antalya’nın büyük turist pazarı olan Almanya’da menfi yönde değerlendirilerek yaz tatillerinin planlanmasını yeniden düzenlemesine neden oldu.
Antalya’da Alman turist girdilerinde yüzde 5’e yaklaşan düşüşler başladı.
AB ülkesi olan ve birlikten büyük borçlar alan Yunanistan ise bundan faydalanarak pastanın kaymağından büyük parçalar koparmaya başladı.
Dolayısı ile AB’nin geçmiş yıllardan itibaren uygulamakta olduğu “Konuk severlik projesini” kendi içinde turist mübadelesi ile canlandırmış oldu.
Hani ne der atalarımız. “İnsanın, kendinin kendine yaptığını akrep bile yapmazmış” diye!
İşte buna dikkat çekerek, kısadan hisse yine turizmci tabiri ile bitirelim yazımızı.
No coument Sör.