Beklemek hayalden öteye gitmez.
Otellere güç bela gelecek olanlar da.
Sözüm ona kültür tur da satmak isteyenler de.
Turlara ümit bağlayan büyük mağazalar da.
Kent içi küçük esnafta.
Turisti, kente ve otel dışına da.
Beklemeyin.
Trafikte tur arabaları denetimsizliği trafik terörünü.
Sokakla da dilenci yapışkanlığı.
Suriyeli gençlerin saldırganlığı, tacizleri.
Seyyar satıcı arabalarının kaldırım işgalleri.
Tezgahlarında ki, çığırtkanlıkları.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi.
Turizm sezonun başlangıcın da.
Yivli Minare Mevlevi hanesi önünün tadilat için kapatılması.
Cumhuriyet meydanı genişletme inşaatı.
Kaleiçi Kesik Minare’nin restorasyona kapatılması.
Yıllardır Karaalioğlu şehir parkı Yenikapı girişine tanıtıcı levha asılmaması.
Kaldırım taşlarını sök yeniden döşe.
Bitmeyen Doğu garajı inşaat için yolların daraltılması.
Andızlı mezarlığı yan yolunun genişletilmemesi.
Konyaaltı ilçesin de trafik denetimlerinin yapılmaması.
M.Kemal Bulvarın da egzosu açık motor ve modifiye araba yarışları.
Aynı yol üstüne dikine park eden araçların yolları daraltması.
Kent içi Atatürk caddesi kaldırımlarını daraltan tabelalar, masalar.
Sokaklara dükkan önlerine konan keyfi taşlar, tenekeler, park levhaları.
Neresinden, tutacağız bu şehri turiste göstermek için?
Hangi tarihi, hangi kültürümüzü göstereceğiz?
Daha yazacak yüzlerce ayıbımız, kusurumuz var.
Acaba hizmeti aksatanların utanması, sıkılması mı lazım?
Ne yazık ki bu şartlar da kimse Antalya’ya turist beklemesin.