Bir dönem önce Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini kent yaşayanından bu kentin evladı olduğu için tercih yolu ile alan Türel, bu dönem süresince kimilerine göre başarılı, kimilerine göre de başarı derecesi düşük bir performans sergilemişti.
Geçen görev sürecinde partisinin siyasi baskı ve yaptırımları ile doğru ve eğriyi değerlendirme fırsatı bulamadan aceleci kararlar alması, her şey mükemmel gidiyor diye pembe görüntüler yaratan etrafının, Türel’i seçime uçarak girmesine neden olmuştu.
Kim ne derse desin her zaman olduğu gibi yine karar seçmenin ümidi ile girildi seçimlere.
Seçimler bittiğinde hayal kırıklığına uğrayan sadece Türel değildi. Başbakan ve AKP Genel Başkanı R.Tayyip Erdoğan’da, Antalya kaybından büyük rahatsızlık duydu.
Başbakan R.Tayyip Erdoğan, bizzat Antalya ile ilgili geniş bir araştırma başlattı ve sonucunu değerlendirerek, Türel’in siyasi hayatına Milletvekili olarak sürdürmesine karar verdi.
Demek oluyordu ki Antalya’da ki yapılan yanlışlıklar ve yapılmayan hizmetlerin gecikmesi sadece Türel’in hatası değildi. Partinin de burada ki hizmet politikası, yavaş ve yanlış davranışı da çok büyük etkendi.
Bunu da halk seçimde haklı olarak da ortaya koymuştu.
Başbakan Erdoğan’ın, vermiş olduğu devam kararı, yaşantısında belki de Türel’e verilen en büyük sorumluluk ve de şans idi. Çünkü Parti Genel Başkanı seçim kaybeden bir belediye başkanına bir kez daha güvenerek görev vermişti.
Son AKP’nin (MKYK) Merkez Karar Yönetim Kuruluna yazılması, Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan yardımcılığı görevine atanması ise sorumluluğunu ülke geneli için seksen bir kat daha arttırmış olduğuna işaret ediliyordu.
Demek oluyor ki, bundan sonra Türel, bakış açısını genişletecek, zaman kavramını saat dilimlerine bölecek, özel yaşantısına daha az zaman ayırarak tüm ülke gezleri ile teşkilatları ziyaret ederek raporlar ile parti başkanlık divanına doğru bilgi ve yorumlar sunacaktır. Yerel seçimlerin yakın süreç de gerçekleşecek olması ise bu konuda fazla olmayan tecrübesi Türel’e acaba dezavantaj olarak mı yansıyacaktır?
Geçmişte bölgesel başarısızlıkla sonuçlanan siyasi yaşamı acaba kendisine bir ders olarak tecrübe mi kazandıracak, yoksa bundan sonra, yine çevre etkenlerin baskısı altında kalarak bocalayıp yine yanlışlara mı devam edecek, duyulan güveni, son kez mi sarsacaktır?
Az sayı da siyasi kişilik ve devlet adamı yetiştiren Antalya yaşayanları, onun da kalıcı hizmetler vermesine tanıklık yapmak isteyecektir.
Tabii ki bunu zaman, hal tavır ve davranışları gösterecektir.