Deve-hörgüç hikayesi gibi neremiz düzgün de Kırcami üzerinden 30 yıldır siyaset yapıyorsunuz.
Sürekli Antalya kamuoyu meşgul ediliyor.
Her seçim öncesi benzin dökülüyor, cadı kazanının altındaki ocağa.
Sivil Toplum Örgütleri(STK) artık malzeme olmuyor bu kargaşaya.
Sadece orta da her zamanki gibi Mimarlar odası ile eşgüdümcüler.
Gel zaman git zaman ver yolun bir tarafına çok katlı beton yığınlarını, sonra diğer tarafa da tarım toprağı burası git ek maydanoz’unu de.
Şehrin için de kalmış toprak ana bırak sebze üretmeyi hava dahi alamaz duruma gelmiş, sen hala daha tarım alanı diyorsun buralara.
Belediye meclisleri, Mimarlar, inşaat mühendisleri, sonradan türemiş müttehitler, sizler katletmediniz mi güzelim Lara’yı, Kırcami’yi, Kunduyu.
Şimdi sıra Ermenek’e geldi değil mi?
Başladı paylaşılan 2 B’ler de ki ağaç kıyımları.
Bırakın artık oy potansiyeli az olan bu insanlar üzerinden siyaset yapmayı.
İstediğinizi söyleyin bu insanlara açıkça.
Verin bu insanların haklarını.
Bitsin bu rant kavgası.
ŞİMDİ DE STAD KARMAŞASI.
Makro Paşa Ahmet Dökdök köşesinde iki gündür kaleme alıyor.
Şehrin tek takımı Antalyaspor ve taraftarın ızdırabını.
Konu ise yeni stad yapılıncaya kadar Akdeniz Üniversite stadının kullanımının uygun hale getirilmesi.
Ortada bir kapı meselesidir sürüp gidiyor.
Hafta içinde bir Rektörden, birde cevabi açıdan Büyükşehir Belediye Başkanından açıklama geldi.
Her ikisi de birbirlerini Aslanların önüne atıyor.
Kim haklı, kim siyaset yapıyor kısa zamanda görecek bu insanlar.
Sonrası ne olacak.
Yüz yüze bakacaklar toplumun huzurunda.
Sizler, tek doğruyu bulup, Aslanlara kendinizi yem yapmadan çıkın bu arenadan.
Çünkü bu kentte yaşayan Aslanlar çok ama pek çok Gladyatör yedi.
Şimdi ise bir kenarda izliyor arenaya girecek baba yiğitleri.
Mevzu, Antalyaspor oldu mu akan sular durulur bu kentte.
Bu da böyle biline, bizden söylemesi.