Artık ne olur bilinmez.
Ama görünen o ki artık sabrın sonu selamete varmayacak gibi.
Ama kabahatin büyüğü yine bizde.
Çünkü tepkisiz insanlar olduk. Korkan pusan insanlar olduk.
Bakın hükümetin bütçe açığını kapatmak için 37 maddelik tedbirine.
Tabiri caizse elin saf.
Peki, Hükümet olarak bütçe açığını kapatmak için ya siz ne yapıyorsunuz?
Parti kongreleri için niye, devletin uçağından araçlarından faydalanılıyorsunuz?
Dışişleri bakanlık konutunu, Cumhurbaşkanı tarafından boşaltmadığı için, yani Çankaya’ya taşınmadığı için, Dışişleri bakan’ına yıllık kirası 450 milyara TL varan konut kiralıyorsunuz?
Neden devlete ait olmayan sağlık kurumlarında denetim yok?
Birçoğu devleti soyuyor. Bunu da ihbar kabul edip araştırabilirsiniz.
Ondan sonra vur abalıya misali.
İlaç farkı emekliden % 15, çalışandan % 20 alınacak.
Kıdem tazminatı kaldırılacak. Devlet kasasında birikenler iç borçlanmaya.
İşsizlik sigortası, zaten hak getire verilmiyor. O da iç borçlanmaya.
Gelecek sene, araç taşıt vergisi taksiti bir fazla alınacak.
Emlak vergileri bir misli fazla tahsil edilecek.
Haberleşme de iletişim vergileri 40 TL’den başlayarak artacak.
Daha tamamı 37 maddeye varan bütçe açık kapama, kısaca sömürme paketi.
İnsanlar çalışsın kapıya konulduğunda kıdem tazminatı alamasın.
İnsanlar çalışsın çıkarıldığında 600 günü tamamlamadığın için işsizlik sigortasından faydalanamazsın.
Yaşam şartları konulan vergilerle zorlaştırılsın, sonra alsana ilk altı aylık %5 zam.
Çalışandan hem sigorta primi kes hem işsizlik sigorta primi kes, sona gel, ilaçta % 15-20 katkı payı ödeyeceksin de.
Üstüne üstük işsizlik sigorta hakkını kullandırma, birde kıdem tazminatını verme.
Ankara’da ki tuzu kuru 3-5 bürokratın hazırladığı bu açık kapama paketi geçmişte birçok siyasiyi ve partileri hak ettiği yere göndermiştir.
Bu ülke sayıları yüz binleri ancak bulan, yardım paketi kabul eden fakir ve cahillerin oyları ile seçilen, ekonomiden anlamayan bir idarenin esareti altında artık ezilmemeli.
Sendikalar, sivil toplum örgütleri, dernekler, siyasi partiler, kısacası bu ülkenin insanı, hak edilmediğiniz şekilde yönetilmemelisiniz. Ne turizm çalışanı, ne sanayi işçisi, ne memuru, ne de diğer sektör emekçisi artık insan gibi çalışmalı, insan gibi yaşamalıdır. Zaman artık uyanma zamanıdır.