Ege ve Akdeniz kıyı bandında ülke yatak kapasitesinin yüzde 60’ı tesis sayısının ise yüzde 45’ini elinde bulunduran Akdenizli yatırımcılar, kışın bulgur kaynatıp yazın tabiri caiz ise karı oynatıyorlar deyim
yerinde ise.
Tanrının büyük nimeti olan deniz, güneş ve kuma sırtını yaslayarak, devletin verdiği tahsis ve teşvikten de yararlanarak, oturtmuşlar otelleri en güzel sahillere, ondan sonrada yan gelip yatıp, havadan turist yağmasını bekliyorlar.
Bekliyorlar hem de yıllarca. Ara sırada döviz kur makası politikasına da karışarak.
Her neyse şimdi gelelim sadede.
Bir yıl iyi giden bir yıl suni gündemlerden etkilenen turizm, her kesin dediği gibi pamuk ipliğine bağlı
nefes alıyor(diyorlar) ! . Desinler.
Sözde bunu ensesinde sürekli hisseden ve de etkilenen turizmciler ise hala daha şahsi çıkarları uğruna ellerinden gelen kötülükleri bu ülkeye yapmaktan geri kalmıyorlar.
Oteller, istenilen yerlere dikilmiş, mimari görüntü hak getire, çıkıntılar fazlalıklar, işgaller diz boyu, doğa katliamı, yapmayan parmakla sayılacak kadar az.
Tanıtım da ise, hepsi hazır aynı ağızdan bağırış. “O devlet işi, devlet yapacak kardeşim.”
Ya kendileri, sadece kendi tesis tanıtımlarını yapıyorlar ya oda onlara yeter de artar.
Çünkü onlar, bu topraklardan bu sahillerden, bu tarih ve kültürden nemalanmıyorlar(!)
Çünkü onlar yatırımcıya, bu devlet bu ülke ve yaşayan insanlar onlara gebe ya.
İstihdam yaratıp, İnsanları yazın çalıştırıp kışın kapının önüne koyan onlar değil ya,
Bakın beyler, bu toplum sizden hem kendi çıkarlarınız hem ülke hem de gelecek neslin çıkarları için tek
bir şey bekliyor.
Doğayı bozmamanı, tarih ve kültürüne sahip çıkmanı.
Bak yakın zaman yanlışlarına.
Ne oldu Kundu’yu Belek’e bağlayan turizm yoluna?
Ne olacak Mardan Hotel üzerine oturuyor. Salına, salına.
Ne oldu, Falezler üzerine devasal beton yığını olarak ruhsatsız yapılan Ramada Hotele?
Mühür üzerine mühür, netice yola devam.
Sonrasında gelecek de daha nice oteller türeyecek.
Nasıl olsa bu memlekette hukuk baskı altında, nasıl olsa bu memlekette hukukun eli kolu bağlı, bir şey yapamaz zihniyeti hakim.
Bunda hukukçular da hem fikir, zaman, zaman onlarda bunu alenen ifade ediyorlar.
Gel de bu memlekettin geleceğinde tarihine, kültürüne, doğana sahip çıkma da turizm yap.