Dış prestijimiz şu, yılların istikrarı bu,
ekonomik trendler yükseliyor.
Sanayi de devleşiyoruz, IMF ye dış borç
bitti, Turizm de tavan yaptık!
Say daha birçok şey say bakalım.
Şimdi ne oldu?
Bir çuval incir berbat oldu.
Orta doğu da süper güç olacağım diye uygulanan
yanlış dış politika.
İsrail’e bağır, Suriye’ye sıyır, Irak’a geldiğinde
sağır.
Olmadı içer de ötekileştirdiğin
vatandaşlarını gazla, olmadı copla.
Ne vardı Taksim Gezi Parkın da, Polisi
gönderdin halkın üstüne?
Bu insanlar sadece yeşil için yürüdü.
Başka amaçları yoktu. Akılların da ne işgal
vardı ne de şiddet.
Kafanıza takmışsınız Taksimi.
1 Mayıs da yasak, 19 Mayıs da yasak, onda
yasak bunda yasak.
Sanki halk her Taksime çıkışta orayı işgal
edecek.
Parkın ve meydanın tapusunu üstüne
geçirecek.
Sadece demokratik protesto hakkını
kullanmak için yürüyüş yaparak basın bülteni ile topluma ve yetkililere
çevrecilik mesajı vermek isteyen, toplum mu suçlu?
Biraz düşünerek hareket edilseydi ne
dışarıda ki itibarımız sarsılacak, ne Suriye halkına eziyet eden, zulmeden,
katleden Beşer Esed’i kınayan, gitmesinden yana haklı ve insancıl tavır koyan,
sonrasında aynı kefenin karşısın da yer alan bir ülke imajı yaratılmayacaktı.
Ekonomiye katkı koyan Turizm sektörüne ne
olacak, rezervasyon iptal kayıpları sineye mi çekilecek?
İstanbul Olimpiyat tanıtım çalışmaları ne
imajla dünyaya yansıtılıyor?
Kolay mı bu kayıpların tamiri?
Hala daha şiddet. Hala daha oyun içinde oyun.
Bir kez de öz eleştiri yapın. Vicdanınızın
kantarına çıkın.
Hatalıyım deyin. Halkımdan özür diliyorum
deyin.
Deyin ki, belki bu ülke insanının öfkesini
kinini büyütmeyin.