Türkiye’nin en fazla eğitimine okul ve derslik bağışlayan illerinden biri olan Antalya, sık, sık da giden Vali Alaaddin Yüksel’in bağış severleri alnından öpen resimleri ile dolu.
Hükümet ise eğitim denilince herhalde yüksek eğitim kaleye almıyor galiba?
Antalya için geçen yıl, özel vakıf üniversiteleri müracaatları oldu.
Çünkü devletin yetemediği yerde özel üniversiteler devreye girmesi normaldir.
Bilhassa bu Antalya için çok gerekli.
Yapılan müracaatlar içerisinde bildiğimiz kadarı ile Gaye Vakfının müracaatı kabul edilmiş.
Alanya da ki yine bir vakfın isteği de olumlu karşılanmış.
Diğer müracaatlardan AKEV öncülüğündeki Özel Antalya Üniversitesi talebine de bin bir engel çıkarılmış.
Geçenlerde bu vakfın mütevelli heyetinden Antalya’nın saygıdeğer iş adamlarından ve siyasi kimliği olan insanlardan kurulu bir heyet giderayak AKP İl başkanı Hüseyin Samani’yi destek vermesi için ziyaret etmiş.
Tahmin ettiğiniz gibi zat-ı muhterem, sözde geleceğin milletvekili aday adayı Samani, istifasından önce bu konuyu hali hazır milletvekilleri ile görüşmelerini önererek nasihat etmiş.
Ve de gittiklerine bin pişman olan bu heyet, gidilmesi gereken yerin orası olmadığını kimsenin bu Antalya için bir şey yapmayacağını stadyum meselesinde olduğu gibi bu vesile ile bir nebze anlamış oldu herhalde.
Akdeniz Üniversitesinin kapasite arttıracağı yere yerinde sayması, nasıl bir eğitim politikası ise, yüksek eğitim almak isteyen gençlerin paralı da olsa bu eğitimi almak istemelerinin nasıl önünün kesildiği de bu girişimle gözler önüne serilmiş oldu.
Şimdi sormak gerekir; Antalya yaşayan gençler illa Kuzey Kıbrıs’a ve büyük şehirlere eğitim için göç etmek zorunda mı?
Ailelerin eğitim giderinin üzerine ne kadar çok ev, yeme içme, ulaşım maliyeti ödediği bilinmekte midir?
Hazır özel yüksek eğitim kurumu açacak olan bu kurumlar neden engellenmektedir?
Bu nasıl bir eğitim zihniyetidir?
SEN KİMSİN AKGÜL EFENDİ?
Futbol ligi devre arasındaki bir seminer de konuşan Gençlik Spor Genel Müdürü Yunus AKGÜL, “Antalya stad şansını kaybetti, ama ileri de olabilir” demiş.
Bak sen şu Akgül efendiye. Sen Antalya’dan toplanan vergilerle devletin bir kurumunda maaş alan bir bürokratsın.
Sana bu konu da konuşma yetkisini kim veriyor?
Sen kimsin, Antalya’ya şans verecek alacak?