Siyasi arenada yarış o kadar kızıştı ve çirkinleşti ki sormayın gitsin. Siyasi partilere girip hizmet verenler kendilerinde bir yerlere gelmenin hevesi ile sınırsız hak görüyorlar.
Zaman gelince muhtelif adaylıklara seçilmeyince o parti senin bu parti benim diye anında bukalemunlaşıyorlar.
Zannediyorlar ki dünya onların etrafında dönüyor.
Onlar olmazsa o yerlerde daha başka insanlar görev alamayacaklar.
Her şeyden önce sabah evden çıkarken her gün aynaya baktıklarında nasıl üstlerine başlarına ve fiziki yapılarına düzen veriyorlarsa aynı şekilde beyin jimnastiği yaparak acaba ben neyim diyebilip öz eleştiri yapabiliyorlar mı?
Kesinlikle hayır.
Çünkü yapsalar, birçoğu megolamanlıktan belki kurtulabileceklerdir.
Belki de megolaman olmayanlarda vicdan muhasebesi yaparak beyinlerinin içindeki bu dünya ile ilgili art niyetleri ortadan kaldırabileceklerdir.
Onun için sormak gerekir bu yerel seçimleri KİMLER KAZANACAK?
Benim tek dileğim ülkede ve Antalya’da dürüst ve art niyetsiz yöneticiler kazansın.
ANTALYA KİMLİĞİ
Baştan sona kadar her kez ağzını açtığı zaman Antalya’nın bir kimliği olmadığından markalaşamadığını söyler.
Yıllardır çok çeşitli toplantılara da kimlik ve markalaşmak malzeme olmaktan öte gidememiştir.
Burada yaşayanlar çözüm üretemediği gibi zaman, zaman bir ton paralar harcayıp imaj yaratıcıları türetmişizdir.
Antalya asırlar önce yerleşim merkezi olarak tarihteki yerini aldığından beri çok çeşitli medeniyetlerin beşiği olmuştur.
Onun için bu kente bir kimlik aramaya gerek yoktur.
Onun için bu kenti nasıl marka yaparız diye arayış içine girmeye gerek yoktur.
Tarihe baktığın zaman bu kentin kimliğini görürsün.
Bugün bir Kent Müzesi var oluş içerisinde Antalya’da.
Kentin geçmiş kimliğinden bugüne kadar olan tüm bilgiler ve malzemeler toplanıyor.
Ama bakıyoruz ki Kent halkı duyarsız.
Geçmişten geleceğe ışık tutacak belgeleri, envanterleri, bilgileri paylaşmıyorlar.
Tabii ki doğacak çocukta promotüre olacağa benziyor.
İleri de belki normal belki gelişim gösterebilir ama neye yarar.