Kargaşası diz boyu.
Bu kentte kesinlikle trafik düzeni hiç yok.
Trafik denetimleri çok yetersiz.
Yaz mevsiminde insanlar sıcaklardan zaten geceleri uyuyamıyor.
Bir de cadde ve sokaklarda gezen motor ve araç egzost gürültüleri, korna sesleri akşamları günün stresinden yorulmuş insanları çıldırtıyor.
Trafik denetimleri bilinçsizce makbuz doldurmak için yapılıyor.
Modifiyeli Egsozt kontrolü yok, havalı korna kontrolü yok, yok oğlu yok.
Çünkü trafik memurların elinde ses ölçüm cihazları yok.
Varsa yoksa alkol cihazına üflet. Peki ya kaide ihlalleri ne olacak.
Size gerçekte yaşanan şahit olduğum bir iki olayı paylaşacağım.
Kaleiçi Yenikapı çıkışı yol düzenlemesinde kahverengi kaldırımlar işaretlenmiş. Kaldırımlar işletmeler yüzünden masa sandalye işgalinde.
Parke taşlı araç yolunda insanlar yürümek için uğraş veriyorlar. Bazı araçlar da kısa süreli durma yeri olan ceplerde duruyor.
Motorlu Trafik polisi geliyor araçları kaldırıyor veya çektiriyor.
Bilgi hazinesi yüklü polis memuruna soruyorsun “park yapılmaz ve durmak yasak levhası olmayan bir yerden nasıl ceza yazarsın veya çektirisin” diyorsun verdiği cevap “ben yazayım veya çektireyim sen git mahkemeye ver.” diyor. Buyurun mantığa bakın. Kendisi vazifesini kötüye kullandığının farkında değil. Hem mahkemedeki hakimlere iş buyuruyor hem de vatandaşı mağdur ederek ikinci suçu işliyor.
Gelelim Konyaaltı plajlarına.
Dünyaca ünlü 6 km’lik plajın yolu hala devlet karayolu olarak geçiyor!
On binlerce insanın denize girdiği plajlar da yol kenarına insanlar araçlarını koymasın diye park yasağı levhası doldurmuşlar.
Nasıl bir zihniyettir anlaşılması zor.
Devlete para lazım ya, kur tuzağı, vur abalıya.
Günahtır, yazıktır, ayıptır, vicdansızlıktır.
Antalya, sözde turizmin baş şehri. Trafik denetiminden, düzeninden sınıfta kalmıştır. Gece gürültü ve sürat denetimleri hiç yok.
Trafik polislerinin, fahri trafik denetçilerinin bilgisizliğinden daha çok çekeriz, daha çok şeyler yaşarız Antalyalım.