Bu kentin
yapılaşmasın da kaygı ve endişe duymamak mümkün değil.
Gündemde yine yerel
seçimler var.
Antalya’nın bahtı
kara mı, yoksa aydınlık mı olacak göreceğiz.
Baht kelimesinin sözcük
anlamı sizin de bildiğiniz gibi “Olacakların, kaçınılmaz olduğunu belirleyen ilahî iradenin
insan için veya bir toplum için çizdiği hayat tarzı, kaderi, talihi. şansı “ demektir.
Şimdi soracaksınız.
Seçimler de ilahi iradenin katkısı nedir?
Bizde ki siyaset de, ilahi iradenin yerini
“Genel merkezler.” almış.
Şu an içiniz de doğru deyip de başını
sallayanlar da var.
Hayır deyip de, bölgesel ön seçim de
direten azınlıklar da var.
Seçilecek Belediye Başkan adayı, genel
merkezce, Meclis üyeleri de, çoğunlukla, başkan adayı ve yöresel teşkilatlarca yazılır.
Şimdiye kadar bu hep böyle oldu, bundan
sonra da hep böyle olacaktır.
Partilinin isteği delege ön seçimi ile
olursa, delegeye yakın olan seçilecektir tabii ki.
Halkın istediği ise tecrübe, ilim irfan
sahibi, beceri ve de IQ’su yüksek dürüstlük şablonuna uygun kişi olmasıdır.
Onun için yok delege ile ön seçim yararlı
olur, yok tepeden atamalar dayatmacı olur, bunlar hepsi siyasette işlemeyen
demokrasi boşluğunu gündeme getirir.
Antalya gibi kendi nüfusunun 10 misli
turist ağırlayan bir dünya metropolüne bu seçimlerde yine hayal kırıklığı
yaratacaktır.
Kısacası bir 5 yıl daha hizmet
alamayacaktır Antalya. Geçmişte olduğu gibi bu dönemde de yaşandığı gibi.
Antalya’nın büyük projelere ihtiyacı var.
Örneğin bir kaçı acil olarak masaya
yatırılmalıdır.
Bu kentin tüm yollarında trafik karmaşası
olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Kesinlikle şehirler arası meyve sebze
karayolu taşımacılı raylı sisteme dönüşmeli, yolcu taşımacılığı yurt içi hızlı
trenle Anadolu’ya bağlanmalıdır.
Yerel seçimler öncesin de, daha bunun gibi
birçok yüksek maliyetli projeleri, gerek iktidar partisi gerekse muhalefet
partilerinin anakent başkan adayları, taahhütte bulunmaları gerekmektedir.
Eğer muhalefet parti adayları vaat
etmelerine karşılık seçildikten sonra yine
borç edebiyatı yapacaklar ise hiçbir şekilde halkın karşısına çıkmamalıdır.
İktidar parti adayı da aynı taahhüttü
bulunup da hükümetine yaptıramaz ise o da meydanlar da boy göstermemelidir. Emir eri değil sözünün eri, vizyon sahibi
başkan adayına ihtiyaç vardır.
Bu Anakente iş bilen, AB kredilerini uzun
vade ödemeli getirebilen, tarihi, kültürel büyük projelere imza atabilecek,
hayata geçirebilecek kalkınmacı Belediye Başkanları göreve talip olmalıdır.