Kaybolan Antalya’nın bir yılı…

Yerel seçimlerin üzerinden bir yılı aşkın zaman geçti. Bir çok başkan geride kalan bir yılın değerlendirmesini yaptı. Bizlerde bunları sayfalarımıza taşıdık.

Bugün dünya kenti olma yolunda adımlar atmaya çalışan ancak zaman zaman yapılan insan hataları yüzünden hedeflere ulaşmakta zorlanan turizm kenti Antalya’nın içinde bulunduğu açmazı aralamaya çalışacağım.

Özellikle yeni seçilen, bir başka deyişle ilk defa başkanlık yapan şahsiyetlere mutlaka etrafı tanıması için şans vermek lazım. Yani bu şans bana göre bir yılı aşmamalı.

Öncelikle dünya kenti Antalya’mızın Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın geride kalan bir yılının bir fotoğrafını çekelim istedik.

Dünü daha iyi özetlemek için önce hafızalarımıza geriye dönük bir yolculuk yapalım.

Mustafa Akaydın seçim öncesi vatandaşa “bizi seçerseniz Antkart’ı kaldıracağım” sözü vermişti. Evet hoca sözünde durdu. Antkartı kaldırdı. Peki şimdi ne oldu? Yerine daha da kazık bir sistemi devreye sokarak “Halk kart”ı getirdi. Üstelik vatandaşın daha önce 5 liraya aldığı kart şimdi 8 lira oldu.

Yine “beni seçerseniz 100.yıla çivi çaktırmam” dedi. Evet gerçekten bu sözünü de tuttu ve buradaki ranta dönük olduğunu ileri sürdüğü projeden yargının da yardımı ile vazgeçti. Bu yüzden de ‘Dünya Basketbol Şampiyonası’ elimizden uçup gitti. Bu yerden vazgeçti de ne oldu? Orası halka mı açıldı. Hayır elbette bu alanın 40 dönümlük bölümüne Belediye Sarayı yapmaya kalkıştı ama yargı bu sefer bu projeye de geçit vermedi. Üstelik ellerinin altında yeni yapılmış taşınmaya hazır bir belediye hizmet binası olduğu halde.

Şehrin her yerine resmini asıyor diye bir önceki başkana fena halde hem de hakarete varan açıklamalar yaparak yüklenen zihniyet kendisi iktidar olunca boy boy resimlerini astı. Üstelik ta Eskişehir’lere kadar.

“Beni seçerseniz bedava elektrik vereceğim, suyu da ucuzlatacağım” dedi. Bırakın insanlara bedava enerji vermeyi bir yıl içinde tam iki defa suya zam yaptı. Hem de halkçı türünden zam…

Yine bazı parklara Bonzai ağaçlar dikti diye bir önceki başkanı eleştiren zihniyet şimdi ışıklarda kaldırım ve cadde düzenlemesi adı altında güzelim ağaçları da sökerek yerlerine hiçbir özelliği olmayan Bonzai bodur ağaçlar dikti. Bu Japon modeli halkçı bonzailerin kaça mal olduğunu hiç sormayacağım, çünkü cevap gelmeyecektir.

‘100 bin kişiye iş vereceğim’ dediler, gerçi seçimden sonra SABAH Akdeniz’deki halk buluşmasında “ben 100 bin demedim 10 bin demiştim benden habersiz biri bir sıfır fazla koymuş” deyip geçti. Tamam yanlış olmuş diyelim ve 10 bin sözünden kaçını yerine getirdi acaba, kaç kişiye iş verdi. Bunu sadece ben değil tüm Antalya halkı merak ediyor.

Mega projeleri vardı Mustafa Hocamızın hani “Yaparsa hoca yapar” sloganlarını süsleyen. Nerde o mega projeler?

Yahu Mevlüt bey bu adamcağızın yaptığı hiç mi iyi bir şey yok diye bana sorabilirsiniz? Ben görmedim şu ana kadar.

Değerli dostlar; Bir dönem Antalya’nın 5 belediyesi de farklı partilerdendi. Size temin ederim ki hiç bu kadar ciddi koordinasyon sorunu yaşanmamıştı.

“Param yok, pulum yok, hizmet üretemiyorum” mazeretlerinizi bir nebze anlamaya çalışıyorum. Be mübarekler uzlaşmak için, bir masa etrafına oturup sorunlarınızı konuşmak için de mi para lazım?

Sizleri şöyle kent için el ele kol kola gördüğümüz de inanın manşetlere taşıyıp, köşeme bu tablodan aldığım hazı yazmak istiyorum. Seve seve hem de zevkle…

Bu yazdıklarımda samimiyim…

Bunları yazıyoruz, Antalya halkı adına eleştiriyoruz diye bize gönül koyup fena halde kızıanlar var. Ellerinden gelse aşsız işsiz bırakacaklar bizi…

Aleyhlerinde haber yapıldığı için gazetecileri cezalandırmaya kalkanları biz çok gördük bu ülkede! Bugün onların çoğunun yerlerinde yeller esiyor.

Antalya halkı adına, yarınlarımız adına hizmet yapacağım diyerek insanlara söz verip iş başına geçenlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu yazdıklarımız objektif yayıncılığın gereği, bizi sevseniz de sevmeseniz de yazmaya devam edeceğiz.

Hep yazıyoruz, bu makamlara sahip olanlar emanetçidir.

Kimin emanetidir bu elbette Türk halkının. Antalya halkının.

Mustafa Kemal Atatürk’ün anlamlı ve güzel bir sözü ile yazımı tamamlamak istiyorum; “Basın bir milletin müşterek sesidir”

Tabi ki anlayana…

Esen kalın.

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR