Kim başarırsa heykelini dikelim!

Antalya’nın özellikle altyapıya dayalı çözüm bekleyen yığınla sorunu olduğunu birçok defa bu köşede kaleme aldım.

Biliyorum ki, içi yağ dolu yazılar kaleme almadığım için özellikle kent yöneticilerinin tercih ettiği yazarlardan değilim. Zaten ben kenti yönetenlere şirin görünmek için bu yazıları yazmıyorum.

Kalem ve köşenin kutsallığı ve sorumluluğu ilkesinden yola çıkarak, bugüne kadar hiçbir yöneticinin cesaret edip üstüne gidemediği 2 önemli konuyu tartışmaya açmak istiyorum.

Çarşamba günü kaleme aldığım “Antalyalıyım demekle Antalyalı olunmuyor” başlıklı yazıya olumlu veya olumsuz tepki verenlere teşekkür etmek istiyorum.

İlk arayan Almanya’dan turizmci Hüseyin Baraner’di.  Yazıyı çok beğendiğini söyleyen Baraner ilginç bir de öneride bulundu. Diyor ki, “Antalyalı olmayıp da Antalya’ya büyük hizmet üretenlerle bir röportaj yapar mısın?”

Cidden fena fikir değil.

Antalyalı olup da bu kente zarar verenleri de biliyoruz. Zaten ben yazımda onları da hedef almıştım. Tekrar altını çizmek istiyorum. Antalya’nın çözüm bekleyen öncelikli sorunları varken kaynaklarımızı başka alanlarda tüketmeyelim. Proje diye insanları gereksiz şeylerle de meşgul etmeyelim. Sen şuralısın ben buralıyım dan çok, bu şehirde yaşayan insanların ortak akılda bu kenti daha yaşanabilir hale nasıl getirebiliriz bunları düşünmemiz ve ona göre projeler geliştirmemiz lazım.

Bu konularla ilgili bir şeyler yapmak isteyen varsa bizde proje çok gelsinler verelim destek olalım. Yeter ki iyi niyetli olalım. Gerisi kolay.

Şimdi gelelim asıl konumuza…

Sorunlardan biri görsel, diğeri gürültü kirliliği…

Özellikle kent merkezinden başlayarak tüm ilçeleri de kapsayacak şekilde “gürültü  ve görüntü” kirliliğine karşı savaş açmalıyız.

Kaldırımlara kadar sarkan tabelalardan yürünmez hale gelen bir şehirde markalaşmadan söz etmek mümkün değildir.

Bu ilkelliğe bir de “korna” sesini eklediğini zaman vay bu kentlilerin haline dersiniz.

Peki bu sözünü ettiğim iki ilkel konuyla kim yada kimler mücadele edecek?

Var mı bu sorunlarla mücadele edebilecek babayiğit?

Varsa ses versin elini kaldırsın…

Biz “varız” dinenlere tam destek için varız diyoruz…

Çağdaş ve yaşanabilir bir şehir olmanın en başında görsel ve gürültü kirliliği ile mücadele gelmektedir.

Bir kentte “ben de Antalyalıyım” diyebilmek için, üzerimize düşen kentlilik ödevimizi yapıyoruz olmamız lazım.

Yok öyle lafla Antalyalılık…

Alın size önemli büyük proje…

Yapın bunları, dikelim heykelinizi Antalya’nın göbeğine.

 

SABAN AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
22.01.2010
Bu makale 983 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!