İyilik öldü, yaşasın kötülük (!)

Felaket tellallığı yaparak acı üzerinden rant elde etmek acaba kimin işine yarar?

Çocukluk yıllarımdan hatırlarım, birimizin başına kötü bir şey geldiğinde adeta seferber olup, acılarımıza ortak olurduk.

Bugün dayanışma ve acılara ortak olmayı bir kenara bırakın, kötü bir şey olsa da şunların canına ot tıkasak diye bekleyenlerin varlığı günden güne sokakta hissediliyor adeta…

Söyle iki saniye bir empati yapalım…

Yaşadığınız apartmandaki komşuluk ilişkilerinizden, iş yerindeki arkadaşlarınızla olan münasebetlerinize kadar, acaba birbirimize yeterince ahlaki davranıyor muyuz?

Bizi diğer milletlerden ayrı kılan tüm değerler maalesef günden güne yok ediliyor.

Yaşadığımız “ahlaki erozyon”un çapı ürkütücü boyutlara ulaştı.

Ama planlı, ama plansız birileri bizim değerlerimizle, genetik yapımızla oynuyor sanki.

Bir ülkede dürüstler sahtekar, sahtekarlar da dürüstler sınıfından sayılmaya başlanmışsa gerçekten büyük felaketlerle karşı karşıyayız demektir.

İşin kötüsü bu ahlaki kokuşmuşluğa bizim medya fena halde çanak tutuyor…

Millet olarak en büyük özelliğimiz sevmediğimiz birileri bile olsa eğer başına kötü bir iş gelmişse yardıma koşardık.

Günümüzde ise bırakın yardıma koşmayı, düşene bir tekme daha vurarak temelli yok etmeye çalışıyoruz.

Balık baştan kokar misali, bizleri temsil eden özellikle seçilmişlerin bir felaket olduğunda sergiledikleri tutum memleketimizin nereye koştuğunu özetliyor aslında.

Acıdan nemalanma anlayışı sadece bizim siyasetçilerimize mahsus olsa gerek.

Her felaketin ardından üretilen gereksiz, yakışıksız ve de hiç fayda sağlamayan yaklaşımlar acılarımızı dindirmek yerine daha da arttırıyor aslında.

Tıpkı Antalya’da yaşadığımız sel felaketinde olduğu gibi.

Dere yataklarını doldurup doğaya meydan okurken ortalıklarda görünmeyen, seslerini çıkarmayan felaket tellalları nedense böylesi acılı günlerde hemen sahne alıyorlar.

Ama millet yemiyor artık timsahın göz yaşlarını…

Felaketten nemalanmak, siyasi rant sağlamaya çalışmak kimseye fayda sağlamaz.

Pazar pazar keyfinizi kaçırdıysam affınıza sığınırım.

Lütfen siz siz olun, dayanışmadan, yardımlaşmadan uzak durmayın.

Mutlu pazarlar.

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR