Bol keseden atarak dünya kenti olunmayacağını defalarca kaleme aldım bu köşeden…
Antalya’nın dünya kenti olmasını istemediğimiz için mi böyle yazıp çiziyoruz peki?
Elbette hayır.
Kim istemez ki dünya kenti bir şehirde yaşamayı?
Peki, söylemlerle mi dünya kenti olacağız, yoksa icraatlarımızla mı?
Çağdaş ve yaşanılabilir dünya kenti olmanın elbette bir standardı vardır.
Dünya kenti söylemleriyle bizleri oyalayan kent yöneticilerine buradan bir kez daha sormak istiyorum.
Acaba sizin dünya kenti anlayışınız yürünmesi güç caddeler yaratmak mı?
Yoksa çarpık çurpuk yapılaşmaya kenti teslim etmek mi?
Antalya kent merkezindeki görüntü ve gürültü kirliliği zaten başlı başına sorgulanması gereken büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Kent içi trafiğe ne demeli? Rezillik ötesi…
‘Yahu hiç mi iyi bir şey yok’ diye sorabilirsiniz...
Vallahi yok, billahi yok! Yok efendim yok.
Varsa siz söyleyin ben yazayım.
Karşımızda dünya kenti olmayı başarmış örnekler varken bizi hayali söylemlerle kandıramazsınız.
Evet hiçbir insani çaba göstermeden doğal kaynakları ile yılda 10 milyonun üzerinde yerli ve yabancı konuk ağırlayan ikinci bir dünya kenti yok. Bu anlamda mucizeler yaratıyoruz. Peki nereye kadar?
Allahın bize bağışladığı bu doğal güzellikleri koruyacağımız yerde tam tersi yok etmek için elimizden gelen gayreti göstermiyor muyuz?
Şöyle hep birlikte hizmet için göreve talip olan yerel yönetimlerin uygulamalarına göz atalım. Hatta vaktiniz olur yolunuz düşerse kararların alındığı meclis toplantılarına katılalım.
Dünya kenti Antalya için ne yapılıyor? Ne gibi hizmetler üretiliyor?
Hiç kimse kusura bakmasın ama Antalya’nın yarını hakkında hiç de olumlu düşünceye sahip değilim. Bana bazen “10 yıl sonrası Antalya ne olur sence” diye soranlar oluyor. Değil 10, bir sene sonrası Antalya’nın ne olacağı hakkında birileri bana olumlu bir fikir söyleyebilir mi?
Yukarıda bazı olumsuzluklar sıraladım. Bunları çoğaltmak mümkün…
Çarpıcı bir örnekle yazımı tamamlamak istiyorum.
Yeni düzenlemeler yapıldıktan sonra yıkılan Vakıflar Binası’ndan Saat Kulesi’ne doğru yürüme imkanı buldum. Daha doğrusu engellerden aşıp yürümeye çalıştım.
Emeği geçenlerin hakkını bu noktada teslim etmek gerekir, gerçekten yürünebilir çağdaş düzenlemeler yapılmış. Fakat gelin görün ki, bu çağdaş dediğimiz caddede başıboş köpeklerden yürümek imkansız!
Şahsen ben başıboş köpeklerden yürüyemedim...
Adım başı arkanızdan gelen sokak köpekleri, esnaf yolda halısını yıkıyor derken, alın size dünya kenti Antalya manzarası…
Şimdi Antalya’yı yönetenlere sormak istiyorum...
Gittiğiniz hangi çağdaş dünya kentinde caddelerde peşinizden adım başı sokak köpekleri geliyor? O kentler hayvanları sevmiyor mu?
İşte bizim dünya kenti anlayışımız, hayvan sevgimiz bundan ibaret sanırım.
Böylesi çağdışı anlayışı her kim kendine layık görür ve boyun eğer bilemem ama ben hayal ettiğim yaşanabilir, çağdaş dünya kentine kavuşana kadar itiraz etmeye, yazmaya haykırmaya devam edeceğim.
SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR
Antalya’da kedi köpek oteline silahlı ve uçan tekmeli saldırı
Safari kazasında can pazarı: 12’si turist 15 yaralı
Corendon’un ilk Brüksel uçuşuna görkemli karşılama
Midibüs bariyerlere çarptı: 2 yaralı
Ölüm parkta dinlenirken yakaladı
Tur otobüslerine sıkı denetim
Kepez’in kızları şampiyonlarla oynayacak
’Fıstıklı limonata’ Alanya’nın tescilli lezzeti oldu
Huzurevinde 2 kişiyi öldüren zanlı tutuklandı
Ses sistemi, cam filmi ve abartı egzoz tespit edilen otomobilin sürücüsüne 14 bin 500 TL ceza
Bir Ülkede Devlet Varsa Mafya Yoktur 21.04.2024 DR. ALİ YILMAZ