Gelse ne olur, gelmese ne olur?
Kaleiçi cazibe merkezi olsa ne olur olmasa ne olur?
Biz adam olamadıkça ne farkeder.
Denetim yok denettim.
Sözüm ona Kültür ve Tarhi eserler ottan çöpten temizlenmiş.
Kesik minareden tut, Üç kapılara gidin bir bakın Allah rızası için.
Bakın cami önlerine, bakın köşe başlarına yurt dışından kovulmuş üç beş kişi yarım yapışak bozuk lisanları ile turistlere mihmandarlık yapıyor, 5-10 euroyu almak için insanları çekiştiriyor.
Hanutçular ona keza, atmadıkları takla kalmıyor. Ayakkabı boyacıları ona keza.
Ya kağıt toplayıcılar, hurdacılar cirit atıyor. Kapı girişleri denetimi kimde? Mesai sabah 9.oo, akşam 17.30.oo.
Geceler ise bir felaket. Aydınlatma ışıkları 18.oo de yanıyor sabah 07.oo de sönüyor. günah gün ışığında yanan elektiriğe.
Gece Barlar, ne desibel dinliyor, ne de sokak da gezen motorlar egzos sesinden uyutuyor insanları.
Bu Amerikaya özenen büyük motorlar varya, egzosları sonuna kadar açık olanlar, bir çift lafım onlara ve Trafik Denetim Şube müdürüne.
İnsanların rahatını ve huzurunu bozmaya hakkınız yok.
Burası Amerka değil Türkiye.
Yaz ve Turist sezonu başladı hala daha Traktörler toprak taşıyor, hem de üstü açık tozutarak. İnşaatlar Kaleiçi'nde devam ediyor.
Yollar niye bozulur, ağır tonajlı traktörler yüzünden değil mi?
Turizm, böyle yürümez. Turist, Kaleiçi'ne böyle gelmez.
Plan, proje, uygulama, denetim, yapılanma profesyonel kadro ile oluşur.
Antalya artık çağın getirdiği gereksinmeler ile Dünya tarih ve kültür kentleri vizyonunu yakalamalıdır.
Büyük düşünmeli, büyük adımlar baştan atılmalıdır..