VİZYON

Kader Diyemezsin…

Türk sanat musikisinin sevilen bir parçasının ilk satırının girişidir.

Müslüman topluluklar var oldukları sürece kadere inanmış insanlardan oluşur.

Bu kaderciliğin ise, alın yazısından geldiği sanılır.

Ve de alın yazısının yüce Mevla tarafından kul yaşantısına işlendiği kabul edilir.

Hal böyle olunca da insanlar pervasızca yani gelişi güzel yaşar.

 

Modern toplumlardan oluşan devletler, geçmişleri analiz ederek gelecek ile ilgili bilimin ışığında kurallar koyar. Bu kurallara göre yapılanır, yol haritasını çizer ve tedbirlerini alarak yaşam yolunu halkına gösterir. Devletlerin temeli toplum bireyleri de bu kurallara uyum sağlayarak yaşar.

 

Bizde ise ne yazık ki, bu yaşam şekli hala daha ciddiye alınmamakta, gelecek ile ilgili, geçmişten bırakın ders almayı, arkaya bakma lütfün da dahi bulunulmamıştır.

 

En son yaşanan Van depremi o kadar mal kaybı yanın da can kaybını da beraberinde getirmiş, geride kalan insanlarımıza ayrıca da üzüntülerinin yanında da geleceği ile ilgili kara sayfalar açmıştır.

 

Bakın, şimdi söz de yüce tanrının yazdığı, alın yazısını denilen kadere.

Yıllar önce olan yine Van depreminde evi yıkılanlara, devlet Van gölü kıyısında göl manzaralı evler yapmış.

O yıllarda söylenen yine aynı sözler “Allah devletimizden razı olsun”

Ama şimdi aynı evler tek katlı olmasına rağmen yine ortadan ikiye bölünmüş. Neden mi? Çünkü alelacele araştırma yapılmadan Fay hattı üzerine kurulmuş da ondan.

 

Pekâlâ, madem Van fay hatları üzerinde niye çok katlı yapılaşmaya izin veriliyor, neden inşaatlar denetlenmiyor?

Cevap hazır “Doğunun kaderi bu”

O zaman da bir cevap hakkı da yetkililere doğuyor.

“Kader diyemezsin sen kendin ettin”

 

Burada ne Doğulunun ne Güney doğulunun ne de yıllardır buraları ihmal eden Devletin bir söz bir cevap vermeye hakkı var.

Görünen o ki gerçekte Kaderi, bireyler, topluluklar ve devlet yaratıyormuş demek ki.

Günümüz teknolojileri kullanılarak depreme dayanıklı, sele, heyelana maruz kalmayacak az katlı binalardan oluşacak yerleşim merkezleri neden yaratılmaz?

 

Bugün metropol kent 14 milyonluk İstanbul’un hali de içler acısı.

Hadi Van çok uzaklarda idi yıllarca ihmal edildi, görmediniz ya İstanbul, ne olacak? Bu kent bir sallanır bir yıkılırsa, ne ülke ekonomisi kalır, ne ülke maneviyatı. 

Bu ülke insanı artık bu acıları bu maddi manevi yükü kaldıramayacak duruma gelmiştir.

Nasıl harcandı biriken deprem vergileri?

Yapsaydınız kentsel dönüşüm planları ve depreme dayanıklı toplu konutlardan oluşan uydu kentleri.

Yükleyin yine Abbaslarının sırtına vergileri.

Belki 3 çocuk yerine, doğu ve güneydoğu da ki gibi 6 çocuk yapmaya fırsatları olmaz gece gündüz çalışmaktan.

Yayın Tarihi
15.11.2011
Bu makale 6706 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!