Daha geri de kaldı.
“Her gelen yıl gideni aratır” der atalarımız..
Öyle güzel bir ülkede yaşıyoruz ki.
Bu yaşam tarzına şaşmamamız mümkün değil.
Ne üç tarafımız sarılı denizimizden.
Ne kıyımızdan, kumsalımızdan, ne ormanımızdan, ne de akarsularımızdan, yeterince faydalanmamız bizim elimizde.
Sözde yüzyılın muhteşem projesi bereket fışkıracak denilen Gap’tan, ne zümrüt ovaları ile Çukurova’dan, ne fındık ve çay deposu Karadeniz’den, ne zeytin’in, incirin, üzümün fışkırdığı Ege’den, ne de pamuk, meyve, sebze, tahılın anavatanı Akdeniz’den.
Merası, ovası bol kekik kokan yaylalarının tümü ile hayvanlara kucak açan Anadolu’dan. Gönlünce yararlanamadıktan sonra ne fayda.
Ne Kömürünü, ne Petrolünü, ne de çıkartırlar sana Bor’unu.
Üstüne üstlük terörle yaktırırlar dağda ki bayırda ki, ormanını, korunu.
Yıllardır Cehennem Zebanisi gibi biner dış güçler kafana, sarılır yakana.
Sen kul köle olursun AB sevdasına, sahip çıkamazsın bu güzel vatana.
Satarsın miras yedi gibi her karış toprağını.
Alır paranı çarçur edersin, Suriyeli, Filistinli, Iraklı ne olduğu belirsiz insanına.
Sonra vurursun yumruğunu ülkende ki abalının sırtına.
Sürekli icat üstüne icat edip alırsın sorma ver vergilerini.
Devleti küçültmek, özelleştirmek uğruna satılmadık yer ve üretim kaynakları bırakmazsın.
O da yetmezmiş gibi üretim yaratan işçi kıyımına gider, işsizler ordusu yaratırsın.
Hemen arkasından ise üretim yapmayan devlet kurumlarına kadrolaşmak için binlerce, masa başı yandaş memur kamburu yaratırsın.
Bu nasıl bir devlet yönetim, bu nasıl bir öz kaynak işletim ve üretim tarzıdır, anlaşılır gibi değil.
Bu nasıl bir milliyetçilik, bu nasıl bir ekonomik büyüme tarzıdır bilinmez, bu nasıl güçlü devlet yaratma politikasıdır, o ise hiç bilinmez.
Eğer hiç bir şey bilmiyorsan, geçmişten örnekler almalısın.
En basiti, Turizm de olduğu gibi, kumunu, güneşini, denizini tahsisle kiraya vererek, yıllarca kira bedelini, vergini ve ecri-misilini defalarca almalısın.
Atalarımızda bir deyişle başladık yine bir alıntı ile bitirelim.
“Hazıra dağ dayanmaz” demiş ecdadımız.
Arkasından ise eklemiş “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.”