Yerel seçimlerde Partiler değerlendirme kriterleri dışında kalır bazen.
Ne denir, Parti Başkan adayları önemli, ona bakmak gerekir.
Memleketlim olsun, dürüst olsun, hizmet etsin, işimiz düştüğünde de kapısını çalmadan içeri girelim tercih edilir.
Kimi seçmen trilyonluk arsalarına imar geçirsin, kimi yoktan var etsin, kimi de komisyon peşinde koşsun.
Bu art niyetliler haricinde, seçmen başka ne desin ki.
Peki bunlar hep Belediye Başkanların dan mı kaynaklanıyor?
Adları çıkmış doksana, inmiyor seksene misali.
Pekala neden Meclis üyeleri listesine seçmen hiç bakmıyor?
Acaba onların hiç mi hiç bu çarkta parmakları yok.
Bunu tüm Meclis üyeleri için söylemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın.
Yetim hakkı, hukuku yemeyenler de var tabi ki.
Sözüm meclisten dışarı!
Ne derler “kulağına kar suyu kaçan Hamsi artık yenmez,” işte o misal.
Biz de aynen öyle diyoruz. Pazara ipliğiniz bir çıktımı iflah etmezsiniz.
Bu dünyanın birde öteki tarafı var beyler el vicdan.
Bence seçmen de kulluğunu yapıp yanlışa oy vermesin. Onlara da el vicdan diyoruz.
ANTALYA DA MHP FAKTÖRÜ
Ulusal politika ile aynı paralellikte süreci müspet değerlendiriyor MHP.
Terör açılım paketine pirim vermeyen kırsal alandaki kararsız insan yüzdeleri arttıkça MHP seçmen sayısını arttırıyor.
Bilhassa Ana kent sınırları içerisinde ki ulusalcı, demokratik kesim de MHP’nin son tutarlı politikalarına olumlu bakmaya başladı.
Bu durum AKP’yi çoktan rahatsız etmeye başladı.
CHP’nin ulusal politikasının sürekli değişimine de bir anlam veremeyen, kararsız ılımlı demokratlar ise bir adım geri durmaya başladılar.
CHP’nin Antalya’da yükselişinin ağırlaşmasına en büyük etken, kendi içerisindeki yaşanan olumsuzlukların, hizmet politikalarına yansımış olması.
Bir gerçek var ki, Antalya geçmişte olduğu gibi hak edene ve inandığına oy verecektir. Bu sefer ulusal ile yerel politika teraziye iki ayrı kefede çıkacak olması dengeleri bozacağa benziyor.