Hangi ekonomist, hangi siyasi, hangi bürokrat nederse desin ülke genelinde yaşanan ekonomik kriz Antalya’ya da sırayet etti. Kent merkezinin en işlek yeri olan Kalekapısı semtinde kurşun sıksan tek kişiye bile isabet etmiyecek hemde en işlek saatte.
Şimdi gelsinde siyasiler ekonominin büyüme hızından bahsetsinler. Bir kere ekonomi büyüyorsa istihdam artar, istihdam artarsa işsizlik azalır.Ülke genelinde70 milyon olan nüfus ve işsizlik oranı TÜİK Türkiye İstatistik Kurumuna göre yüzde 9.9 ları geçerken, son adreste yazılan nüfus sayısına göre Antalya nüfusu B.Şehir belediye sınırları içerisinde 700.027 kişiye, il sınırları içerisinde ise bu rakam 1milyon 719 bin 751 kişiye ulaştı.
İstanbul’dan sonra en çok göç alan kent olan Antalya, nüfus artışında ki oranlada en çok işsizi kış döneminde bünyesinde barındırırken, işsizlik yüzdesin de ise 16 lara varan rakamlarla ülke genelinde ilk sıralarını almaktadır.
İstihdamda ki bu vahim göstergeler, ne yazık ki hükümet yetkililerince ciddiyetle algılanmamakta, türban gibi Arabi kökenli şekilciliğin peşinden koşarak Mecliste suni gündemler yaratmaktadır.
Ayrıca, sektör temsilcilerine de önemli sorumluluklar yükleyen ekonomik veriler, bu sektörden nemalanan diğer sektörlerin de menfi yönde etkilenmemesine gayret göstermelidir.
Ama gündemde olan bu ekonomik krize ve patlamasına turizm sektör temsilcileri gerekli hassasiyeti göstermemekte, sürekli “ hep bana rab bana “ demektedirler. Devlet babanın şevkatli kollarından beklentileri ise hiç bitmemektedir.
Ne diyelim, Allah Devlete millete zeval vermesin.
ÖNEMLİ OLAN KAVRAMAK
Ülke ve bölge genelinde istihdam üzerinde kara bulutlar dolaşırken, enflasyon her geçen gün çift haneli rakamlara doğru tırmanırken, yoksulluk ve açlık sınırı yükselirken, IMF’in direktifleri ile asgari ücret artışı kısıtlı tutulurken, bu ülkenin genç insanları aç kalmamak, hırsızlık uğursuzluk yapmamak, dağlara çıkmamak için, çift mesai ile çalışmak isterken, turizm sektöründe Casinoları niye yabancı turiste serbest bırakmıyorsunuz?
Antalya bölgesinde en son kış dönemindeki İsrail’li casino gruplarının sayısı 350 bine yaklaşmakta idi. Her gelen grup 3-4 günlük periyotlarda kişi başı otel ve casinolara 1000 dolara yakın para bırakırken, kent merkezinde ise ortalama 100 ila 150 dolarlık eşya alırken, kapatanların aptallığını görüp tekrar geri dönüşümünü sağlamamak niye?
Peki hiç hesaplandı mı kaç kişi casinolarda çalışıyor ve ekmek yiyordu? Kaç kişi devlete gelir vergisi, SSK pirimi ödüyordu?
Bu sabit fikirlilik niye, bu inat niye ? Her şeyin doğrusunu siz mi bilirsiniz, her şeye siz mi karar verirsiniz?
Açın halinden sizin gibiler ancak, mubarek Ramazan ayın da anlar, onun için iftar çadırları kurarsınız. Aç karnına yatmaları ve isyan etmemeleri “ buna da şükür demeleri “ için aynı doğu bloku ülkelerindeki gibi ısınmaları için sus payı olarak kömür dağıtırsınız.
Ne diyelim çare olamayanları Allah islah etsin.