DP de bir türlü sular durulmuyor.
Ne zaman Ankara’dan bir heyet gelse Antalya’da bir cephe açıp gidiyor.
İşte geçenlerde bir partiden geçişler için gelen genel başkan yardımcılarından Ufuk Söylemez ve teşkilat başkanı Ahmet Uyanık’a basın tarafından yöneltilen bir soru ve cevabı yine çam devirdi.
DP’de ki kıpırdanmayı gören ve nifak sokmaya çalışan iktidar yanlısı gazetelerin bu soru yemi, teşkilat başkanı Ahmet Uyanık tarafından kum balığı misali yutuldu.
Ahmet Uyanık’ın, “Subaşı’nın referanduma evet demesi kendini bağlar” diyerek yorum yapması gayet normal idi.
Ama işte orada durması ve bu parti içi mesele diyerek konuyu kapatması gerekirdi.
Çünkü arkadan gelen ikinci soruya ne yazık ki hazırlıklı değildi.
Ve işte o soruya verilen hazırlıksız cevap, gafa ve çamın devrilmesine neden oldu.
Soru ise Bermuda şeytan üçgeni bilinmeyeni gibi gizemli ve çetrefilli idi.
Gazeteci, eski başkanlardan Çiller ve Soylu’nun evet diyecek olmasını hatırlatıp partiden onlar gibi ihracı istenebilir mi demelerine “İhraç istemi il yönetiminden gelmedikten sonra bizim tarafımızdan ihraç edilmeyecektir, ama hiç yere de aday edilmeyecektir.” demesi ise tamamı ile kraldan çok kralcı olmaktan başka bir şey değildir.
Her ne kadar sen Antalya’ya partiyi temsil eden biri olarak gönderilmiş olsan bile, senin üzerinde bir GİK, bir de yüksek haysiyet divanı vardır.
Daha önce gelen ekipte ki sekreter Muhtar Mahramlı senin yetkilerini kullanarak nasıl Antalya’da teşkilatı yerle bir edip yıkıp gitti ise ve daha sonrasın da Ankara’da pişmanlık duyuldu ise şimdi aynı hatayı da sen tekrarlıyorsun.
Hasan Subaşı bu partide, bu misyon da iki dönem yani 10 yıl Büyükşehir belediye başkanlığı yapmıştır. Partinin bayrağını en uzun direkte tutmuş DP’nin kalesi yapmış yerel bir liderdir. Bu kente çok büyük hizmetler vermiş, kalıcı eserler bırakmış bir partilindir.
Hiçbir kimseye hele, hele şahsi kendini bağlar ifadelerle baskı kuramazsın.
Bu mudur siyasi vefa?
Bu parti geçmişine sahip çıkamamak yüzünden, geleceğine yön veremedi.
Örümceklenmiş, küflenmiş beyinler yüzünden, bu hallere geldi.
Parti içinde demokratik şartlar benimsenmediği, insanlar hür iradeleri ile konuşmadığı, tartışamadığı müddetçe, sizlerin eleştirdiğiniz, AKP den ne farkı kalır.
Herkesi kırıp, döküp bir kenara ittiğiniz zaman dışardan gelen üç beş kişi ile mi gelişeceksiniz?
Böyle mi bir yere mi geleceksiniz?