Ankara’da ki kaynamayı huzursuzluğu daha çözemeden kalkıp Anadolu’da ki teşkilatlara müdahale etmek, koltuklarınızı sağlama almak için taban, taban hikayesi ile her yeri karıştırmak sizce hala daha doğrumu?
Öncelikle siyasi hayatta çağın gerektirdiği yenilikleri kuralları yakalamayı denemek.
Ülke nüfusunun 75 milyon olduğunu görmek.
Bu nüfusun yüzde 65’ i genç nesil olduğunu fark etmek.
O genç kitleyi onları kazandırmak yerine, halen daha taban, taban demek.
Bu partinin gerçek tabanının Andızlı mezarlığında yattığını görmemek.
Kör olmaktan başka bir şey değildir.
DP’de neyin paylaşılmadığını şu topluma bir anlatır mısınız?
Bitkisel hayat devresine getirdiğiniz şu partiye tüm ülke de ANAP birleşmesi ile yaptığınız son aşıya gençlik serumu takıp can suyu vereceğinize, hayallerinizi süsleyen kırmızı meclis koltuklarını mı paylaşmayı hedefliyorsunuz?
Birazcık olsun balık hafızanızı zorlayın.
Kuş beyinleriniz ile biraz düşünün geçmişte aynı zihniyetin partiye ne zarar verdiğini.
Bu ülkenin refaha çıkmasında Cumhuriyet tarihinin çok partili siyasi hayata geçişteki temel taşlarından biri olan Demokrat Parti misyonunun gücünü halka nasıl verdiğini.
Şimdi kalkmış Ankara, Antalya, İstanbul ve daha nice şehirlerdeki kişisel kavgaları izliyor ama bir şey yapamıyorsunuz.
Siyasi pişkinliğin verdiği beylik cümle ile “parti içi kavgalar güç getirir” diyeceksiniz.
Ama ne yazık ki hala daha gözünüzün önünde ki perdeyi kaldırmıyorsunuz demektir.
Bu ülke insanı açlıktan, işsizlikten, üniversitelere girmekten ve de okumaktan başka amacı olmayan gençlerin ve ailelerin feryadı ile yankılanıyor.
Bir kalkınma planı bir proje, bir çıkış yolu beklerken sizlerden ve kadrolarınızdan.
Ama siz hala daha taban, taban diyerek çağın gerisinde kalmış örümcek kafalı bencil insanlara bu partiyi çıkarıyorsunuz onların karşısına.
Olmadı efendiler, birleşmedeki mayanın bozuk olup olmadığına neden bakmadınız.
Barajlar kralı Demokrat Parti, bu genel seçimlerde ayağa kalkıp yüksek atlayarak yüzde 10 barajını nasıl geçecek acaba?
Hiç olmazsa biran önce yeni bir olağan üstü genel kongre yapında, tepeden tabana kadar genç, kişilikli çıkar çatışmasını ülke menfaatlerinden önde tutmayacak çağdaş eğitimli, kültürlü beyinlere partiyi emanet edin.
Yoksa Antalya da olduğu gibi “içimize sinse de sinmese “ diye onur kırıcı cümleler kullanarak bıraktığınız ve kişinin de bunları geniş karınlılıkla kabullenerek kraldan çok kralcı tavırları ile parti içi demokrasiyi hiçe sayarak sözde yönetim göstermesi toplumda “birleşmeden dağ fare doğurdu” bunlardan bir şey olmaz kanaatinin hasıl olmasına neden olmuştur.