Genel merkez dışında CHP’ye oy veren vermeyen herkesin görüşü bu.
Kılıçdaroğlu Ankara’da ki oval ofiste yerini alırken tüm ülkede bir ümit ışığı belirmişti.
Bu ümit ışığı sosyal demokratlar haricinde DP tarih olurken merkez ve ılımlı sağda da bir beklenti olmuştu.
Kuruluş kökü Sivas kongresi ne dayanan CHP, 1946 da kurulacak olan DP dönemi iktidarına kadar 14 hükümet kurdu.
CHP, 1946 seçimlerini de %70 çoğunlukla kazandı (CHP:396, DP:61, Bağımsızlar:7). Milletvekili çıkardı.
14 Mayıs 1950 günü Türkiye tarihinde yepyeni bir devir başlıyordu. 1946'da kurulan DP, yapılan genel seçimlerde büyük bir çoğunlukla iktidarı CHP'den aldı. Demokratlar yurt genelinde %53 oy almıştı. CHP'nin oyları %39'u buluyordu.
27 sene boyunca ülkeyi tek başına idare eden CHP serbest seçim yoluyla iktidarı DP'ye teslim ediyordu.
1961 yılına kadar muhalefet de kalan CHP, 20 Kasım 1961 de III. dönem sürecek ve 20 Şubat 1965’de sona erecek İnönü koalisyon hükümetleri ile siyasi hayatına amaçsız bir şekilde devam etti.
İşte CHP’nin o yıllardan bugünlere kadar gelen sorununa çare bir türlü bulunamıyordu. Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi, kendisine bir kimlik belirleyemiyordu. Acaba CHP, ülke siyasi yelpazesinin neresinde durmalıydı?
Tek partili Cumhuriyet döneminde ki halkın oyları artık ne yazık ki merkezin solunda kalmıyordu. İşte zamanla belirlenen bu ülkenin gerçeğini CHP liderleri bir türlü görmek istemiyordu.
Aslında seçim sonuçları ile ortaya çıkan bu fotoğraf karelerini birleştirmek, yorumlamak bile, onlara soldan, merkeze kaymalarına neden olmak demek idi. Sanki bu halka uyum çok korkunç bir fikirdi.
İşte yıllardır arkalarına bakmadan bu hata ile yola devam ettiler.
Artık bugünün CHP’sin de geçmiş zamana dur deyecek bir lidere ihtiyacı vardır.
Geleceğin CHP’sinin geçmişten sıyrılıp, günümüz siyasetinde yeni bir sese, yeni bir politikaya ihtiyacı vardır.
Bu ülkenin ise, hem sosyalistleri hem de demokratları kucaklayacak gerçek sosyal demokrat CHP’ye ihtiyacı vardır.
Dünkü söylemlerinin devamında “pardon yanlış anlaşıldım” diyerek tutarsız ve değişken bir siyasi hayatı izlemeye devam etmemelidir. Görünen odur ki ne yazık ki bugünün yönetimi artık düzgün bir politika ile ülkenin geleceğine katkı koyacak fikirler üretememektedir.
Ülkenin sözde doğusunu kucaklayacağım derken batısını kaybetmemelidir.
CHP yeni lider yeni yönetim kadrosu ile artık ülkenin geleceğinde Atatürk ilke ve inkılaplarını hazmederek hareket etmeye, sadakat ile her kesimi kucaklamaya gayret göstermelidir.