CHP Kurultayı sonuçlandı.
Görsel ve yazılı medya izlenimleri ve yorumcu görüşleri gayet olumlu.
Yalnız sadece parti meclis listesinde ki bazı isimler eleştiri aldı.
O da o kadar çok önemli değil. Göç yolda düzelir.
Sol kesimin kurultaydan sonra CHP çatısı altında birleşmek isteme talebi de çok güzel.
Sadece TV açık oturumlarında bazı sol tandanslı yorumcu köşe yazarların enteresan görüşleri vardı. Bu yorumların bazıları ise Kılıçdaroğlu ve ekibinin görüşlerine ters düşüyordu.
Örneğin, CHP’nin tüm solu kucaklaması gerektiğini ama merkez ve sağ kesime ise fazla davetkar mesajlar vermemesini istiyorlardı.
Hatta bazı ulusalcı kişilerin dahi parti meclisine alınmasına tepki gösteriyorlardı.
Merkeziyetçi ve ılımlı ulusalcı sağdan oy gelmese ne olur diyorlardı.
Zihniyet olarak pişmiş aşa su koymaktan başka bir şey değildi ve de yanlışdı.
Şimdi sormak gerekir oradan, buradan almazsan onu, bunu kabullenmezsen nasıl yüzde kırkların üstünde oy alacaksın ki iktidara talip olacaksın?
İşte yıllardır sol kesimin büyümeme mantalitesi bu.
Bir ulusal TV kanalında ki açık oturumda eski bakan Fikri Sağlara sorulduğunda niye parti meclisinde görev almadığınız dediklerinde, “ beni kurultay öncesi üye bile yapmadılar” diye sitemini belirterek, işte bu yüzden CHP’nin oyunun hiçbir zaman yüzde 30 ları dahi yakalayamadığını söyleyerek, “eğer iktidar arzulanıyorsa her kesimin kucaklanmasını gereklidir” diyordu.
Kılıçdaroğlu ne kadar bağırsa da çağırsa da “ biz parti olarak solun her kesiminden olduğu gibi merkezden ve sağ kesimden de insanları kucaklamak hedefimiz” dese de Fikri Sağlar gibi sola hizmet vermiş değerli solculara bile davetiye çıkarmayan bir CHP, tümünle daha kendini yenileyeceğe şimdilik benzemiyor.
Tek kafa yapısı değişik olan Kılıçdaroğlu ise üye olmayan akademisyenleri, parti meclisine alarak tüm partililere resmen ders veriyordu.
Bu yaklaşımı hazmetmek yoluyla benimseyecek olan teşkilatlar, üye kayıt çalışmalarına ağırlık vererek, gelenler bizim yerimizi alırlar kompleksinden sıyrılarak, az olalım biz olalım mantığından biran önce kurtulmalıdırlar.
Çünkü seçimlere 6 ay kadar kısa bir süre kala hala daha sandık başı kişi sayılarını dahi tamamlanamadığı gerçeği her seçim sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Seçimler, sandık haricinde oy torbalarının teslimi ve bilgisayarlara işleninceye kadar süreçte bitmemekte, seçim kurullarında bölgesel seçim tutanaklarının sağlamasının yapılmasına kadar sürmektedir.
Yoksa vatandaşı oyu ve desteği, yanlış yönetim ve kadrolarının uygulama ve kaprisleri yüzünden boşa gitmemelidir.