CHP bu seçimlerde Sosyal Devlet anlayışını ön plana çıkararak topluma çok açık mesajlar veriyor. Tabii ki anlayanlara(!)
Propaganda aracında ise TV de ki net mesajlar Anadolu’nun en ücra köşesine dahi ulaşıyor. Kimse ben anlamadım duymadım demesin diye iyi bir tercih.
Yoksa miting alanlarında ki parti liderinin birbirine argo laf atması, kayıkçı kavgası yapması bende nasıl tepki uyandırıyorsa, halkta da inanın aynı olumsuz tepkiyi yaratıyor ve insanlara bir şey vermiyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmalarında sıkça iktidar oldukları taktirde sosyal devlet yönetiminin ve uygulamalarının nasıl gerçekleşeceğinden bahsediyor. Yoksullukla, işsizlikle ilgili çareler, net çözümler sunuyor.
Toplumun için, için kanayan yarasına parmak basıyor.
Halkın kafasında hiç bir soru işaretine ise yer bırakmıyor.
Anlaşılan o ki kurmayları ve kendisi dersini iyi çalışmış.
Yalnız görünen o ki bir lider olarak kendi beynindeki bazı sorulara ise hala daha yanıt bulamamış. Kafası biraz karışık gibi görünüyor.
Geçen gün bir miting de trajikomik bir soruyu orada toplananlara sordu.
Bence bu soru TV aracılığı ile tüm ülkeye de gayet net bir şekilde ulaştı.
Ve bu soru bu seçimin en bomba sorusu idi bana göre.
Sizinle de paylaşmak isterim bu soruyu.
“ Bir ülke de emekli, işçi, memur alınan ücretle geçinemiyor ise, Çiftçi, nakliyeci, taşımacı mazot çok pahalı zarar ediyoruz diyorsa, fındık, çay, şeker pancarı, pamuk, çeltik vs üreticisi taban tavan fiyattan memnun olmayıp sokağa dökülüyorsa, bu AKP kimden oy alıyor “ dedi.
Haksızda değil Kılıçdaroğlu.
Halkın içinden biri olarak hemen size cevabını verelim bu sorunun.
Birincisi, az da olsa çok da olsa nemalanan yandaş insanlar topluluğu.
İkincisi, her zaman olduğu gibi iktidar kim de ise ondan yana olan, partisi olmayan patronlar, havarileri ve çalışan asgari ücretli köleleri.
Üçüncüsü, hani bir atasözü vardır “ Deveye diken, insana da seven(!) “ yaranır misali.
İşte sorunuzun cevabı bu Kılıçdaroğlu.
Sizin anlayacağınız insanlar hak ettikleri, layık olukları şekilde yönetilir.
Onun için “durmak yok, dürtmeye devam.”