Deniz BAYKAL’ın, bugüne kadar ülkenin demokratik şartlarda laikçe yönetilmesi için, sosyal kitleler ve partisine verdiği hizmetler kesinlikle inkar edilemez.
Antalya da yaşayan büyük bir kesimin de bununla gurur duymaktadır.
Baykal, siyasi yaşamında uzun yıllar Antalya’nın değil ülkesinin milletvekili oldu.
Ülke meselelerinin çözümü konusunda partisinin genel başkanlık misyonunu, büyük özveri ve başarı ile taşıdı.
Antalya’lı ve yaşayanı olarak, ülke siyasi iradesine koyduğu yapıcı katkılar için kendisine şükranlarımızı, ayrıca da siyasetin kirlenmiş yüzünün kurduğu komplo için de, kendisinin düştüğü haksızlığa da tepkimizi koyarak üzüntülerimizi sunarız.
Dün Meclisin grup toplantıların da, alkışlayan milletvekilleri, parti meclis üyeleri, il başkanlarına nasıl bir sihirli değnek değmişçesine birden bire değişimin mimarı oldular.
Sizi, olduğu gibi tüm Antalyalıları da yaralayan, CHP içinde ki bu ihanet ve vefasızlık dır.
Ne yazık ki unutulmaması gereken tarihe geçen çok değerli bir söz vardır.
Tarih tekerrürden ibarettir.
CHP bu kurultay ile acaba değişime mi girecek?
Baykal’a dün ihanet edenler, vefasızlık gösterenler yarın Kılıçdaroğlu’na göstermeyecekler mi?
Kılıçdaroğlu’nun ne yazık ki ilk hatası, değişim uygulaması aşaması olan ilk gün, Genel başkanlık seçiminden sonra dizginlerin eline geçtiğini görememesidir.
Parti Meclis listesini yaparken Önder Sav’a tekrar yer vermesi hatanın başlangıcı olmuştur. Tarihte Brutüs benzetmesi ile birçok kesimin tepkisini alan Sav, PM seçiminde en az oy alanlar biri olarak delegenin dışladığı biri olmuştur.
Bu tepkiyi bu saatten sonra değerlendirecek tek kişi ise yine Kılıçdaroğlu olmalıdır.
Başkanlık divanı görevlendirmesinde ise bunu da göstermelidir.
PM listesinin İstanbul ağırlıklı olması, Baykal’ın memleketi olduğu için dışlanması, tek bir kişinin bile PM de yer almaması ise Antalya’ya yapılan vefasızlıktır.
Antalya Büyükşehir Belediyeleri içinde yerel seçimlerde iktidara ders verecek nitelikte oy potansiyeli ile İstanbul ve İzmir ile birlikte aynı pota da yer almıştır.
Bir de madalyonun tersine bakmak gerekir.
Acaba CHP Antalya İl Başkanı A.Özer Ülken, yeteri kadar Antalya adına ağırlığını koyamadı mı?
Bu sorunun cevabını Antalya İl örgütü olarak kendi bünyesinde değerlendirilmelidir.
İl Başkanı son dakikaya kadar Baykal’ın yanında dururken ve Baykal eğer adaylığını koymaz ise Kılıçdaroğluna destek veririz derken İl Gençlik kollarının iki gün önce İl Başkanını hiçe sayarak basın açıklaması yaparak Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz demesi tamamı ile başıbozukluktan başka bir şey olmayıp disiplinsizliktir, suçtur ve de dikkate alınmalıdır.
CHP’nin Kurultay rüzgarından kurtulup, siyasi iç çıkar çatışmaları bir yana bırakıp, ciddiyetle seçimlere hazırlanacak yapısal görevlendirmeleri biran önce hakkı ile yapması elzem olmuştur.