Sezon biterken, kaçırılan balığın bir de büyüklüğüne bakalım.
Bülent hoca haftalar önce 41 puanı hedef koymakla hatalı demeç verdi.
Birincisi, takıma rehaveti getirdi.
İkincisi, her alınacak puan için alınacak paradan olundu.
Üçüncüsü ise ilk beşin Avrupa yolculuğun da yine para getirisi.
Dördüncüsü ise turizm açısından Antalya’nın adını bir kez daha duyurmak.
Gelelim basın sözcüsünün verdiği MHK ve Mete Kalkavan ile ilgili demece!
Gelelim ilk başa.
Bir hocanın başarısı takımın aldığı puanla ve takımda oynattığı alt yapıdan gelen genç oyuncuların kazandırılması ile doğru orantılıdır.
Hedef kime sorarsan sor 41 puan’ koymak. Bu büyük bir yanlış.
Futbolcunun özgüvenini kaybettirirsin. Düşme hattının hemen üstünde yer alsak hoca için yeterlidir der kendi kendine.
Hedef üstü maçlara rehavet gelir ve futbolcular maçlara asılmazlar.
Son haftalarda ki İç sahada ki Erzurum, Bursa, maçları gibi 5 puan kaybedersin ve 5’ncilik için tüh gitti dersin. 5 puan için alınacak para için ne dersin?
Avrupa kaçar, tanıtıma katkın olmaz. Her tur için para gelmez.
Gelelim Yönetim basın sözcüsünün MHK ve Mete Kalkavan için verdiği olumsuz tepki. Sonuç 4-1 .. Tabii ki verilir ama bu sezon zaten hakemleri en çok eleştirildiği ve günah keçisi ilan edildiği yıl.
MHK atadığı hakemi geri çekmediği bir gerçek. “Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı” diyeceksin, maçtan sonra yapılan hataları ispat yolu ile sunup kulak çektireceksin.
Hatırlarsınız, Bekir Kumbul Belediye ve kulüp Başkanlığı yaptığı sezonda, Yönetim kurulu basın sözcüsü Av. Murat Bulat’ın MHK ile ve hakemler ile uğraşması, mahkemeye gitmesi neticesinde Antalyaspor bir alt lige MHK ve hakemler tarafından düşürüldü.
Zararını Antalyaspor ve taraftar çekti.
En önemli konu ise son haftalarda ki maçlarda seyirci sayısının düşmesi.
Gelecek sezon düşen taraftar sayısını nasıl yükseltmeyi düşünürsünüz?
Seyirci, takımının oyunundan zevk almalı, coşmalı ve takımının farklı skorlar ile yenildiğini bilhassa kendi sahasında görmemelidir.
Alt yapıdan gelen Antalyalı çocuklarının başarılarını görmek ister.
Son derece modern tesisler, olanaklar var, dünyanın en güzel havasına sahip ama helva yapacak unu, şekeri, yağı karıştıracak aşçı artık acemiliğini atlatmalıdır ki yapılan o helva tat vermeli ve beğenilmelidir.
Doğrusu bu değil mi, Bülent Korkmaz hocam, sayın Başkan ve Yönetim…