Bağımsız aday Hasan Subaşı Genel seçimlere girme kararı verdiği an seçtiği slogan ilginç idi.
“Demokrasi ve Demokratlıktan vaz geçmem” diyordu.
Haklıymış.
Bu ülke de ne demokrat kalmış, ne de demokratik yönetim şekli.
Yüksek Seçim Kurulu’nun hazırlamış olduğu kaidelere bir bakın.
Seçime girecek bağımsızlar hazine yardımı alamaz.
Bağımsızlar, Gümrük kapılarından giren çıkanlardan oy alamaz.
Bu da onlara has “Oy pusulaların da partilerden küçük temsil edilirler!
Gülmeyin bu en son satır kinaye değil gerçek.
Oy pusulasında Antalya’dan iki aday yer alıyor.
İki aday da karınca duası yazısı gibi en küçük (gözlük ile okunması) mümkün olmayan yazı ile yazılmış ad soyadından ibaret yuvarlak bir mühür vurulacak daireden ibaret..
Ne üstlerinde Bağımsız Aday yazısı ne de logoları var Parti isimleri kadar puntolu yazı ile İsimleri bile yer almıyor.
Sormak lazım insan hakkı ve adaleti bu mudur?
Onlarca, yüzlerce, seçmen telefonlar açarak oy verirken okuyamadıklarından bahsediyorlar. Bilhassa kırsal alanda ki yaşlılar.
Yapılan yanlışlıklarda oylarının iptalinden bahsediyorlar.
Yazıklar olsun diyoruz.
Anladınız mı, Bağımsız bir adaydan bile korkan zihniyete.
Bu uygulama ve fikir üstünde projelendirme yapanlara yazıklar olsun.
Ben olsam Subaşı’nın yerine iptal edilen oyları için itiraz ederim.
Ben olsam Türkiye’de ki tüm bağımsız adayların yerinde (AHİM)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine baş vururdum.
Demokratik insanlık hakkımı bile kullandırmıyorlar, eşit şartlarda seçime bile katıltmıyorlar diye şikayet ederdim.
Anladınız mı memleketimin insanı?
Biz hala demokrasiye geçemedik.