Akdeniz tatil turizminin tek lideri olarak rakip ülkeler ile sözde kıyasıya mücadele veren Antalya’da, yıllardır turizmci-esnaf sürtüşmesi gündemden düşmemektedir.
Son yıllarda dünyada ki küresel kriz neticesinde rakip ülkelerdeki tatilci ve turist hareketliliğindeki sayısal azalma gözlenmiş olsa bile, bilhassa Antalya turizminde sayısal düşüşlere rastlanılmamış hatta küçük çapta artışlar olmuştur.
Pekala yıllardır sürüp giden turizmci-esnaf didişmesinin asıl sebebi nedir?
Turizmciye göre oteller dışındaki çevre, 5 yıldızlı olmamakla birlikte, alış veriş merkezleri ise hiç güven telkin etmiyor. Turist hanutçu saldırısına, fahiş fiyat uygulamasına, imitasyon mal kandırmasına maruz kalıyor.
Esnafa göre ise, turizm satış politikasında ki her şey dahil(HD) sisteminin diğer ülkelerde terk edilmesine rağmen bizde devam edilmesi, turistin otelden çıkarılmaması.
Resmin iki yüzüne bakıldığı zaman her iki tarafta haklı ve de haksız.
Çünkü bu konuda taraflar aynı lisanı konuşarak çözüm üretemiyorlar.
Turizmcilerden bilhassa otelciler, pazarlarında ki yüzde 50 yi aşkın Alman pastasının yıllardır dayatmacı gücü olan başta TUI, Neckherman, ve diğer dev tur operatörlerinin baskısından kurtulamıyorlar.
Bu firmaların, bilhassa otelci sektör başı temsilcileri ile sıkı ilişki içinde olmaları ve de kayırıcı politika uygulayarak tesislerin tercih edilir otel statüsüne alınmaları ile yüksek fiyat tan satılmalarını, üst düzeyde doluluk oranlarını sağlamalarını sunmaları temel nedendir.
Bu jeste karşılık ise, sektör temsilcileri ise zaman, zaman yaptığı toplantılarla ve verdiği mesajlarla bölge turizm pazar politikasını bilhassa Alman tur operatörlerinin lehinde yönlendirmek de önemli rol oynamaktadırlar.
İkinci büyük BDT pazarı ise AB ve bilhassa Alman pazarını örnek alarak hareket etmekte, kendi pazarında ise sezon da egemence hareket etmektedir.
İşte gerçek olan bu nedenlerden dolayı, bir türlü tanıtım ve fiyat politikasına sahip olamayan Antalya’da, sayıca çok az otelci haricinde gidişattan memnun kimse yoktur.
Bir yetkili kişi çıkıp da 2000 yılında kişi başı turist geliri şu kadardı, 2010 yılında ise enflasyonun üzerinde şu kadar artışı hedefleyerek kişi başı şu rakama çıkacağız diyebilecek mi?
Diyemeyecek çünkü sezon ortası verileri, turist artışında olumluğun rakamsal olarak turist gelirine yansımadığını hatta düşüş gösterdiğini görmektedir.
Turizmde ki olumsuzluğu göremeyen, Bakan Günay’ın “ küresel krize en dayanıklı sektör turizm çıktı “ demesi, tamamen demagojiden başka bir şey değildir..
Turizm sektöründe ki milyar dolarlık tesisler, politikasızlıktan ehil ellerin denetiminde yönetilememekte ve milli ekonomi çıkarları doğrultusunda yönlendirilememektedir.
Turizm sektörü dışında da çok büyük gelir kaybı yaşanmaktadır.