En büyük etken olarak Bakanlıktan kaynaklanmaktadır.
Hükümet tarihinin en kötü turizm yönetimi bu dönemde yaşanmaktadır.
Sebep, yine meslek branşı olmayan bir bakanlık politikasızlığı.
Turizm bölgelerinde genişleyen yatırım alanlarına ve artan turizm nüfusuna belediyelerin hizmet olarak yetersizliği, sorunu gözle görülür boyuta taşımıştır.
Hükümetin hala daha turizmden gelen payları bölgelere yatırım olarak bırakmaması, merkezi yönetim olarak oy potansiyeline göre İstanbul’u ihya etmesi, fantezi projelere yönelmesi haksızlıktan öte gitmemektedir.
Ülkenin büyük yüz ölçümüne sahip olan Anadolu’nun hala daha taşra olarak görülmesi ve ikinci bölge olarak üvey evlat muamelesi yapılması siyasi ayıptır.
Ülke tanıtım eksikliğinin ciddi boyutlarda hala daha devlet politikasına dönüştürülmemesi, dünya turizm hareketliliğinin zamansal değişikliğine ayak uydurmakta zorluk çekilmesi, büyük döviz kayıplarına neden olmuştur.
Hal böyleyken nerede ise kırk yaşına basan turizm sektörü hala daha profesyonelleşememiştir.
Yeni yerel yönetimsel değişikliklerle resmen eyalet sistemine dönüşen Anakentlerin, doğasal uyuma kısa zamanda geçmesi beklenemez.
Bu nedenle Anakent yönetimlerinin yapılanması ve kadrolaşması başarının yöresele dönüşmesine katkı koyar.
Kentsel Kültürel ve Turizme bilinçli yönelişler, ülke ve bölge ekonomilerinin yükseliş trendlerinin artmasına, istihdamın ve hizmet standardının yükselmesi ile birlikte kitlesel memnuniyetler yoluyla ülke tanıtımına neden olur.
Gelecek ile ilgili, yönetimlerin planlı, projeli ve sürdürülebilir hizmet ağı siyasi hayattaki kişisel başarıların başlangıcı olur.
Turizmin bölgelere ciddi katkılarının Belediye yönetimlerince değerlendirilmesi kendi bütçelerine de önemli katkılar koyacaktır.
Tabi ki belediyeler için yaratılabilecek projeler profesyonel kadroların oluşturulması ile olur. Siyasi tercihlerle değil.